29 Temmuz 2010 Perşembe

Perşembenin Gelişi


Galatasaraysozlukte olsun, ekşide olsun çeşitli oluşumlarda olsun bakıyorumda kimi Barış'a, Sarp'a, Ayhan'a kızmış; kimi Rijkaard'a ateş püskürüyor Emre çolak, Musa, Cana dururken bu arkadaşlar niye oynatıldı diye. Herkesin kendince haklı bir gerekçesi vardır ama teknik ekibe bu kadroyu sunup eksikliklere adam gibi bir tane dahi transfer yapmayan "mali denge" ile kafayı bozmuş yönetimin basiretsizliğini yadsımayalım. Yönetim bu gün nasıl bir ateş ile oynadığını biraz olsun kestirmiş olsa gerek. oynadıkları ateş bu gün tur atlanması halinde basitçe eli yakmış olabilir ama uzun vadede ortaya çıkan başarısızlıklarda kimlerin neresi yanar kestirilemeyen budur.
Galatasaray Spor Kulübünü'nün futbol şubesi özellikle bu sezon rezalet şekilde yönetiliyor. gerek izlenen transfer politikası, gerek teknik ekibe "başarılı olmak zorunda" gibi sözlerle verilen buram buram baskı kokan destek, gerekse yönetimdeki en başarılı adamın sindirilmesi ile noktalanan büyük anlaşmazlıkların ufak bir sonucu dün alınan başarısız sonuçla dışa vurmuş oldu. Keita satıldığı gün bazı arkadaşlar "işte canım seneye 2'ye 3'e satmaktansa şimdi 8'e satarız parayı kurtarırız" demişlerdi. Lütfen bırakalım şu işleri futbolda para önemli ama bu kervan başarı ile yürüyor kulübü tamamen paraya odaklarsan taraftarı hiçe sayarsın. Tıpkı 15-20 gün öncesine kadar Kewell'ın durumunun netlik kazanmaması gibi.. Eğer politikan günü gelince her oyuncunun satılmasından ibaret ise o politka ile ağızınıza sakız ettiğiniz o istikrarı nasıl yakalayacaksınız acaba ? Bu gün rijkaard'ın elinde geçen seneki takım olsa ve hazırlık kampı o futbolculardan oluşsaydı kendisinden 4-5 gömlek aşağada olan bu takım karşısında turu sıkıntıya sokan bu sonuç kesinlikle alınmazdı. Şu soruların cevabı o kadar zor olmasa gerek:

1- Keita'yı "Aman kardeşim bir kaç sene sonra piyasası olmaz hazır sıcak parayı bulmuşken satalım" deyip gönderen, Elano'yu "Seneye Dunga da yok Brezilya milli takımında da olmaz elden çıkarmak gerek" düşüncesi ile kendince şark kurnazlığı yaparak göndertmek isteyen Rijkaard mıdır ? Şu takımda hala Florya'da idmana çıkarılan barış özbek'e, ayhan akman'a, mustafa sarp'a alternatif oluşturulamamasının sorumlusu teknik ekip midir ? yönetim özellikle 2010-2011 sezonu itibari ile rijkaard'ın isteklerini ne ölçüde yerine getirmiştir ? Dünyaca ünlü bir teknik direktörü türkiye'ye getirirken bulundukları vaatlerin kaçını şu an gerçekleştirmişlerdir ?

2- Herkes kaleciden dem vuruyor ama kapalı kapılar arkasında neler konuşulduğu belli değil. acaba rijkaard yönetimden bir kaleci istedi mi ? yönetim malum gerekçesi "mali kriterler" i öne sürerek bu isteğe olumlu ya da olumsuz bir cevap verdi mi ?

3- Adnan Sezgin ve Polat, takımda sayısı hiçte az olmayan yeteneksiz, basiretsiz, bu formayı kaldıramayacak oyuncular yerine Polak ve Grella isimli iki oyuncunun peşinden ne gibi vasıfları olduğu için koşmaktadır ? Teknik ekibin önüne çıkıp "mali kriterlerimiz buna el veriyor" diyebilmek, dünyaca ünlü bir teknik adama verilen sözleri yerine getirmeyip geçen seneki süper kadroyu bozmak, her sene istikrar istikrar diyip takımın içine dinamit yerleştirmek ancak inanılmaz bir tezatla her sene neşteri yanlış yere vurup takımın dengelerini alt üst etmek nasıl bir anlayışının ürünüdür ?

4- Adnan Polat geçen sezonun sonunda "Takımda köklü değişiklikler yapacağız" derken bu değişikliği ilk olarak neden Keita ile yaptı ? Bahsi geçen yeteneksiz oyuncular yerine hangi yerli oyuncular alınabildi ? Yeteneksiz oyuncular hala bu takımda kalırken takımın en yetenekli oyuncuları neden para uğruna gözden çıkarıldı ? Bu nasıl bir "mali denge" anlayışıdır ki şu takım orta sahadaki bu vasıfsız elemanların yerine koca transfer döneminde eli yüzü düzgün tek bir yerli oyuncu alamamıştır ? Adnan Polat'ın dediği kadrodaki köklü değişiklik neden lafta kaldı ?

5-Bu seneki transfer politikasının geçen sene ile mukayese edilirse 180 derece değişiklik gösterip rahmetli özhan canaydın dönemine geri dönüş yapmasının arkasındaki sebep nedir ? son birkaç sene itibari ile "marka değeri" oluşturan futbolcular transfer ederek büyüyen galatasaray'ı küçültmek nasıl bir akıl ürünüdür ? Yönetim neden açıkça paranın bittiğini söylemiyor ? Söyleyemiyor ? Acaba mali genel kurulda aklanabilmek için mi maaşı yüksek oyuncular elden çıkartılıyor ?
....
Sorular böyle uzar gider. ama şunu söyleyebilirim ki şu şartlar altında hömkürecek en son isim varsa o da Rijkaard'tır. Elindeki malzeme bellidir. Verilmek istenen malzemelerde bellidir. Şu an ki futbolcu yapısı ile "güzel futbol" sevdalısı Rijkaard'tan total futbol fantezisi beklemek imkansızdır. Bunu daha önce de söyledim, yönetim bu transfer politikası ve yapmak istediği icraatleri ile Rijkaard'ın da kimyası ile oynuyor.Hani adamı yıpratmanın bundan daha iyi bir yöntemi de olamaz. Kalburüstü, ihtiyaçları üstünkörü karşılayacak bir futbolcu olarak Grella'yı alırsınız, Polak'ı alırsınız 2-3 vasat futbolcu daha getirisiniz sonrasında futbol adına işler yolunda gitmez, kötü sonuçlar gelir, sağda solda "teknik ekibin istediği futbolcuları aldık ama olmadı" dersiniz sezon arasında da hollandalıyı postalarsınız iş biter ! Hem böylece Rijkaard'ın da yıllık 3 milyon euro civarındaki maaşından da kurtulmuş olursunuz, ne güzel geğil mi ? Yönetim olarak siz zaten üzerinize düşen görevi yaptınız, teknik ekibin isteklerini harfiyen yerine getirdiniz. Tebrikler galatasraay yönetimi !

1 yorum:

Ozan dedi ki...

kardeşim kötü son bizi bekliyor bunlar rijkaardıda yiyecek

Related Posts with Thumbnails

Kimsin Sen ?

 
Super Mario Jardel - Template By Blogger Clicks