tag:blogger.com,1999:blog-5314420739752768782024-03-13T09:54:46.034-07:00Super Mario JardelMario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.comBlogger136125tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-70271699364531438102013-03-02T13:15:00.001-08:002013-03-02T13:25:18.102-08:00Çaresizlik...<span style="background-color: white;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18.649999618530273px;"><br /></span></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAhconDooaOXBJ0SIsQAuz0jhkv3hgs-OCOtSrJEYjj_Jp6b5bIm6I97hYm9WdHihywXlTUQKXz4TLr2bgZmcNdmunoF0i4hahRrD_peMNWqy3ChtwNAploRM3JH3M-6Mahz6LJuhSoukI/s1600/terim.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="187" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgAhconDooaOXBJ0SIsQAuz0jhkv3hgs-OCOtSrJEYjj_Jp6b5bIm6I97hYm9WdHihywXlTUQKXz4TLr2bgZmcNdmunoF0i4hahRrD_peMNWqy3ChtwNAploRM3JH3M-6Mahz6LJuhSoukI/s320/terim.jpeg" width="320" /></a></div>
<span style="background-color: white;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18.649999618530273px;"><br /></span></span>
<span style="background-color: white;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18.649999618530273px;"><br /></span></span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><span style="font-size: 12px; line-height: 18.633333206176758px;">Wesley Sneijder'i sol açıkta kullanma konusunda kendisine katılmayanlardandım ama özellikle Nordin Amrabat ve Felipe Melo konusunda yaşadığı hayal kırıklığından ötürü şu an muhtemelen yaşadığı üzüntüyü çok iyi anlıyorum..Çok güvendi bu adamlara ve sezon başında taktiğini de bu adamların ilk 11'de oynaması üzerine kurdu.. Referanslarını gören hangi futbol takipçisi bu adamlara güvenemezdi ki ? Ne olursa olsun bir futbolcunun referansı önceki sezonlar yaptıklarıdır terimde buna dayanarak sorumluluk aldığı bazı transferleri yaptırdı.. Amrabat ın 2 sene önce kayserispor formasıyla yaptıklarını gördükten sonra transferine burun kıvırmak oldukça mantıksızdı.. O malum kayseri maçında 3-4 galatasaraylı futbolcuyu çalımlayan, beşiktaş maçında toraman'ı savuran basbayağı ligin en dikkat çeken futbolcularından biri olmayı başarmış amrabattan bahsediyorum hatta öyle ki transferinden önce sosyal medyada ve çeşitli platformlardaki bazı taraftarlar şampiyonlar liginde parlayıp avrupa nın köklü kulüplerine satılmasından bile bahsediyordu.. Ben bir futbolcunun salt formunun taktiğe bağlı olarak inanılmaz düzeyde değişeceğine inanmıyorum..Sneijder'i risk alarak sol kanada koyarsın beklentinin altında oynar ama yeteneğinin getirisi olarak orda bile ummadık bir pas atma şansı, oyunun kaderini değiştirme potansiyeli her zaman mevcuttur ama beklentinin altında kalır.. Keza Nordin Amrabat için ne demeli ? Acaba terim sezon başında böyle bir amrabat düşünebilir miydi, ya da hangi taraftar bunu hayal edebilirdi ? Bir çok taraftarın endişesi o büyük meblağının karşılığını verememesiydi fakat bu kadar ciddi bir düşüş kesinlikle değildi.. büyük risk alıp 8.5 milyona onay verdiği bi adamın bu hallere düşeceğini hayal edemezdi terim.. ya da geçen seneki şampiyonluğun baş aktörü kritik maçların kurtarıcısı, riera ile yaşanan dayak olayında suçlu olmasına rağmen ne taraftarın, ne yönetimin ne de fatih terim otoritesinin baskın çıkamadığı 10 numara melo nun transferi için taraftarın yaşadığı heyecan ve beklenti ? fatih terimde geçen seneki formları üzerine bir taktik kurmak istedi ama bu sene bu futbolcuların dibe vurması takıma adapte olamaması sebebiyle ciddi anlamda çaresiz durumda, hemde öyle böyle dibe vurmadılar aradaki fark önceki formlarıyla 180 derece farklı..Özellikle melo hususunda farklı görüşler belirtiyor taraftarlar ama üzerinde fikir birliğine varılan yegane konu melo daki geçen senenin tam tersi olarak yaşanan inanılmaz istikrarsızlık.. malesef sezon başında terim'in 11'inin başrol oyuncuları olacak bu iki futbolcunun inanılmaz ötesi formsuzlukları, yerinin doldurulamaması ve alternatiflerinin yetersizliği takımı çok ciddi etkiliyor, buna engin baytar'ın saçma sapan hareketlerle kendi ayağını kaydırmasını, ujfalusi nin beklenmedik sakatlığını ve hamit altıntop'un istikrarsızlığını da ekleyebiliriz..Neticesinde bu gün galatasaray'ı net bir şekilde sindiren aydın yılmaz'dan mucize bekleniyor.. evet gelen dünya yıldızları var ama kalanlar gelenlere katkıda bulunmaktan yoksun oldukları için onlarda potansiyelini ortaya koyamıyorlar bunun en basit örneği herhalde son 2 maçtır drogba ya şişirilen akılalmaz uzun toplardıri drogba 3 maçta kendisine şişirilen hava topları sayısı acaba premier lig te oynadığı kaç maçta kendisine geliyordu ? ümit ederim buna bir çözüm bulur terim ki sorunlar gerçekten şu kısa süreçte ve şampiyonlar ligi arefesinde çözülecek gibide durmuyor..Takımdaki bir çok futbolcu geçen seneki hallerinden çok uzak(selçuk, semih,muslera hariç) ve bu formsuz yapı üzerine inşa edilecek çeşitli taktiklerin başarılı olmasına dair beklentim çok düşük..Ortada bilinen taktiği işletme adına sneijder, drogba veya buraktan birini kesmek gibi bir alternatif var ki bu kumarı oynamakta kolay bir iş değil gerçekten..Kağıt üzerinde basit gibi görünse bile futbolcuyu küstürmeye kadar varabilecek ciddi bir kumar olur.. Bu sene takımı bazı futbolcuların yetenekleri ve ateşleyici güçleri ayakta tutuyor ve bundan sonrası içinde durum böyle olacak gibi görünüyor..</span></span>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-44006989217645259812012-09-28T15:00:00.001-07:002012-09-28T15:17:53.013-07:00Alarm-Hakan Balta<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgA4QAdEbb3YUin-WLCFL1VTbBias6khH7d-AdldU8AK8EgbjXO2Uyyweb1fxB1ERjMqn1rsDnMfRc-jJI4nas7Hdn3deOVeVpA8RTl_DGocDItHyHIKyB4sS0GBzRfcuiUXXwDxPKhJF8b/s1600/hakan-balta-7.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="234" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgA4QAdEbb3YUin-WLCFL1VTbBias6khH7d-AdldU8AK8EgbjXO2Uyyweb1fxB1ERjMqn1rsDnMfRc-jJI4nas7Hdn3deOVeVpA8RTl_DGocDItHyHIKyB4sS0GBzRfcuiUXXwDxPKhJF8b/s320/hakan-balta-7.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Her geçen gün sabri sarıoğlu nun sol bek versiyonuna doğru dönüşüm geçirmeye başlıyor Hakan Balta..Birtakım görüşe göre sürekli olarak forma şansı bulması istikrar olarak değerlendiriliyor buna uzaktan yakından inanmak mümkün değil.. Hakan ın galatasarayda özellikle son dönemlerdeki ciddi form düşüklüğüne karşın forma bulma sebebi istikrar değildir kadro derinliği olmaması nedeniyle mecburen oynatılmasıdır, bir alternatifi bulunmamasıdır, bazı dönemlerde de sağlam bir savunma yapısı içersinde göze batmamasıdır.. her transfer döneminde de mevki olarak daha heyecan verici futbolcular göz önünde bulundurulup hakan balta nın pozisyonu bir şekilde göz ardı ediliyor ki nitekim terim'de bu sezon "şampiyon kadro" nun sol beki balta'ya transfer döneminin son günlerinde yabancı bir sol bek dedikodularına karşın güvendi belki de güvenmek istedi.. Üstüne üstlük galatasaray'ın bu defansif yapısı bir bütün olarak geçen sene o kadar maç gol yemeyen, kulüp rekorlarını altüst eden defans değil miydi ? Fakat bu sene sezon başından itibaren evdeki hesap çarşıya uymamaya başladı.. Melo'nun istenen formuna bir türlü gelmemesi, ujfalusi nin sakatlıklığı, dany'nin henüz tam olarak toparlanamaması derken takım savunmasında bireysel beceriler ve beceriksizlikler daha fazla ön plana çıktı bu anlamda yıkılan en önemli yer sol kanat oldu.. Her halükarda takım savunmasına dany nin alışacağına dair işaretler mevcut, melo nun da eski formunu arada gelgitler yaşasa bile yakalaması muhtemel yalnız hakan balta nın ve mevkisinin yarattığı handikapların düzeleceğine dair ihtimal çok düşük.. Hakan'ın son zamanlardaki yetenekleri bu çünkü hakan balta ancak sağlam bir takım savunması içersinde boşlukları doldurulduğu müddetçe sırıtmaz bu formunu yakalamış bir engin baytar ve uyumlu bir defans orta saha hattı ile olabilir.<br />
<br />
Transfer denilirse yabancı sayısının gelecek sene 5'e indirileceği bir dönemde yerini yabancıyla doldurmakta bu dönem bir o kadar saçma bir karar olur artık.. Yerini, daha doğrusu galatasaray'ın sol bekini dolduracak bir yerli futbolcudan konuşacak olursak ki malesef hasan ali kaldırım'ı bu anlamda galatasaray kötü bir şekilde kaçırdı.. Bir şeyler olup bittikten sonra konuşmak en kolay şey bazen fakat görünen tablo bundan ibaret..<br />
<br />
28 eylül 2012 orduspor galatasaray maçına dönecek olursak Hakan Balta'nın maçın sonlarına doğru muslera'ya akılalmaz bi geri pası atması ne durumda olduğunun ve güvensizliğinin açıkça göstergesiydi ..Yanılmıyorsam bu pasın bir benzerini birkaç sezon önce sabri sarıoğlu bir bursaspor maçında aykut erçetin'e atmış bu pas baya bi alay konusu olmuştu.. Hücum anlamında, galatasaray'a geldiğinde mevkim sol açıktır sözünü sorgulatırcasına silik durumda hakan..Ofansif meziyetleri olan bir kanat oyuncusunun sunduğu katkılar bu kadar kısıtlı olmamalı..Dribling yeteneği, ortalardaki isabet oranı, hız vs gibi bir kanat oyuncusunda olması gereken yeteneklerden hangisi "ben sol açığım" diyen hakan'da şu an mevcut durumda ? Defansta ise bir dönemler türkiye milli takımının en önemli maçlarında ve galatasaray'ın stoperliğinde oynayacak halinden akılalmaz derecede uzak işin kötü yanı da senelerdir o forma döneceğine dair en ufak bir işarette yok.. Valencia gibi nani gibi üst düzey yetenekler karşısında bir futbolcunun çaresiz kalması sorgulanmayabilir fakat türkiye süper liginde de bu durum defalarca ortaya çıkıyorsa göz ardı edilmeyecek bir alarm var demektir...Hakan bu gün önünden geçen topa müdahale edecek refleksten yoksun o derece silik, o derece bitik, kafa olarak o derece aciziyet içersindeydi...artık iş öyle bir hale geldi ki ferguson'dan, hector cuper'e kadar akıllı teknik adamlar galatasaray'ın en zayıf noktasının sol kanat olduğunu tespit ederek burdan çok rahat sonuca gidebiliyorlar..<br />
<br />
<br />
Ligde bir bek futbolcusunun 4-5 senede bir sivrilip büyük takımların radarına girdiğini ve bu sene piyangonun hasan ali ye vurduğunu düşünürsek galatasaray'ın yerli bir sol bek alternatifi bulması veya kendi bünyesinden çıkarması çok acil bir gerçek.. Senelerdir şans verdiği sabri'yi artık kulübeye bile oturtmayan terim'in hakan balta'dan çokta memnun olduğunu düşünmüyorum.. Avrupa maçlarında her şeye rağmen riera kumarı oynanabilir bir kumar olabilir ancak türkiye'de 6 yabancının hele hele seneye 5 yabancının oynayacağı bir statüde fatih terim'in ve yönetimin bu mevkiye çok ciddi bir alternatif bulması gerek yoksa mevcut yapı ile amrabat gibi defansif anlamda katkısı kısıtlı bir oyuncuyu her an soldan açıklar verilebilir düşüncesi ile kullanabilmek pekte mümkün olmayacak..Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-49007921794819761602012-05-06T13:04:00.000-07:002012-05-06T13:19:29.288-07:00Hissiyat ve Mantık Savaşı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTP00hi99EzimEmkJv5MD1TayOWzN2Mi1ihyphenhyphenvEXr0tBEwQHlABiLb8s0kYf867cP7U4Id-uGMrKQGL54cj16YzC9xikwojtqFrxkTcAvxc9OimgLLEyfh0YRPlUcPAN73EG7G4zqvZHJJw/s1600/galatasaray-nickleri.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTP00hi99EzimEmkJv5MD1TayOWzN2Mi1ihyphenhyphenvEXr0tBEwQHlABiLb8s0kYf867cP7U4Id-uGMrKQGL54cj16YzC9xikwojtqFrxkTcAvxc9OimgLLEyfh0YRPlUcPAN73EG7G4zqvZHJJw/s320/galatasaray-nickleri.gif" width="227" /></a></div>
<br />
<br />
Bazı olayları mantık dahilinde değerlendirmek gerek galatasaray aşkı, şevki, heyecanı bir yaşam tarzıdır bizi her zaman ayakta, başı dik tutar ancak bu mantığımıza değerlendirmelerimize perde indirmesin.. Bir takım var lig organizasyonunda 9 puan fark atmış eski, gücen ve olması gereken sistemle eze eze şampiyon olmuş sonrasında 4 puanı buharlaştırılarak rakibi ile arasındaki farkı 5'e düşmüş, görevi fenerbahçe nin menfaatlerini korumak ve kollamak olan fenerbahçe misyoneri federasyon başkanının getirdiği tamamiyle fenerbahçe nin derbi maçlarındaki üstünlüğüne dayalı bir organizasyonda oynaması gereken 5 tane zor maçın yarattığı psikolojik çöküntüyü tahmin edildiği üzere kaldıramamış sinirler ve bünye durma noktasına gelmiş.. Öteki takım rakibinin 9 puanlık farkının 4'ünü süper final ile hokus pokus etmiş 5 puan farkıda bu organizasyonda kazandığı maçlarla eritmiş üstüne üstlük kazandığı her maçla moral bulmuş ve şansını öyle ya da böyle akılalmaz sakatlıklarına rağmen son maçta alacağı galibiyete taşımış.. Alex yok, Sow yok bu futbulcular bu takımın %80'i bilmem farkında mısınız ha birde defanslarında Bekir İrtegün gibi her an arıza çıkartabilecek bir müdafa ile idare ediyorlar eklemek gerek... İçinde bulundukları durum Galatasaray'da Selçuk ile Elmander in oynamamasına denk gelecek türde... Ama karşı taraf bir şekilde maç kazanıyor.. rüzgarı arkasına alan avantajı her zaman elinde bulundurur.. Süreç galatasaray ın aleyhine işliyor puan avantajı eriyip giderken alınabilecek beraberliğe tamah etmek ve bu düşünce ile sahaya çıkmak büyük saçmalık hemde bu moral ve moral bozukluğu dengeleri anadolu yakasında moral olarak daha ağır basarken, trabzon gibi bir meydan muharebesinden galip gelerek üstelik.. İş bu raddeye gelmeyecekti..Her şeyin kırılma anı tt arenada kaybedilen maçtır, fenerbahçe balı, şanssızlık değil beceriksizliktir ! takım savunmasının super finalde muhtelif sebeplerden ötürü ciddi arızalar vermesi, forvetteki akılalmaz beceriksizlikler hemen aklıma gelen temel defolar.. Karşı yaka daha kura çekildiği gün işin son maça kalması için can atıyordu nitekimde biz oynadığımız futbol ile yağı ekmeğe çok güzel bir şekilde sürdük.. Süreç Galatasaray'ın aleyhine işliyor tek dayanak bu sene ayan beyan ortaya çıkan "sizi öpeceğiz, işiniz bitti" minvali açıklamalar yapıp kendine aşırı derecede güvenen tarafın tabir yerindeyse batırması.. Super finalde Galatasaray bu anlayıştaydı ve 2-1 kaybetti keza bu gün trabzonunda farklı kalır bir yanı yoktu.. Temenni mağrurların değil gururlular kazanması.. Fakat yaşanan şu süper rezalet sürecininde bazı verilerinde temelini oluşturduğu hislerim son maçta karşı yakanın taraftarlarının "bu da mı şike" tişörtlerini maçtan sonra giymeye yakın olduğu yönünde.. Şu aralar yanılmaya çok ihtiyacım var..Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-12990535669228586982011-12-30T01:55:00.000-08:002011-12-30T02:15:54.003-08:00Hizlial.com Aymazlığı<a href="http://www.mkurt.org/wp-content/uploads/2011/07/hizlial1.gif"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 350px; height: 175px;" src="http://www.mkurt.org/wp-content/uploads/2011/07/hizlial1.gif" border="0" alt="" /></a><br /><div>Senelerdir sorunsuz alışveriş yapmama rağmen yapmış oldukları son aymazlık ile güvenimi ciddi anlamda sarstı hızlıal.. online alışverişlerde bir diğer alternatif olarak aklıma hepsiburda.com geliyor ama onlarında bunlardan bir farkı yok ki ? ilk zamanlarındaki kalitelerinden ve dürüstlüklerinden ciddi anlamda ödün vermeye başladılar.. Hatta 2-3 sene önce hatırlarım arızalı çıkan güç kaynaklarının kargo parasını bile herhangi bir tartışmaya mahal vermeden kendileri ödemişti.. Yaşadığım ve beni haklarında bir şeyler yazmaya iten son olaya gelirsek:</div><div><br /></div><div>Geçen pazar günü 3-4 senedir kullanmış olduğum mouse mefta olunca logitech marka yeni bir edavatı "aynı gün kargo" ibaresine güvenerek hizlial.com'dan sipariş verdim.. herhangi bir şüphem yoktu nitekim aynı gün kargo ibareli bir yığın sipariş vermiştim telefondan,bilgisayara; lcd televizyondan kulaklığa kadar ve hepsi taahüt ettikleri gibi sorunsuz bir şekilde elime ulaşmıştı.. aslında 1 hafta beklesem teknoloji marketlerinden de alabilirdim ama en yakın teknoloji markete gitmek için 5-10 tl arası yol parası vereceğim için evvelki siparişlerimde beni hiçbir zaman mahçup etmemiş hizlial.com alternatifi en uygunuydu.. birde günlerden pazar bir gün sonra hadi aksilik oldu iki gün sonra gelecek ürün için cumartesiye kadar mouse olmadan mı idare edecektim ? sipariş verdiğim günün akşamı ürünün durumunu "siparişinizin faturalandırma işlemi tamamlanmıştır. kargo firmasının, takip numarası vermesi bekleniyor." olarak değiştirdiler.. yani açıklamaya göre ürün kargo firmasına verilmişti.. bu süreç zarfında iş yerinden aldığım mouse u eve götürerek idare ediyorum akşamları evdeki makinemde mouse yok.. velhasılkelam ilk gün herhangi bir hareketlilik yok, ikinci gün yok ve üçüncü günde yok..hemde ürün aynı gün kargo ibaresini taşıdığı halde.. sonunda mesaj attım ve ürünün ahvalini sordum.. gönderdiklerini şu an kargo firmasında olduğunu iddia ettiler. tuhaftı çünkü şu 1 haftalık süreçte kitapyurdundan yapmış olduğum sipariş sitenin kargo firmasına verdiği günün hemen ertesinde elime ulaşmasına karşın hizlial'ın kargoya verdiğini iddia ettiği ürün gelmemişti..hemen yurt içi kargo'nun çağrı merkezini arayıp ismim üzerinden tarama yaptırdım ancak kargo firmasına göre son bir haftadır adıma kitapyurdundan yapılan gönderi dışında herhangi bir kargo yoktu.. hadi dedim belki fatura adresi ve gönderi ismi farklıydı acaba fatura adresindeki isme mi gönderdiler diye bu seferde fatura adresindeki isim üzerine arattım o da yok yani hizlial.com tüketiciyi göz göre göre saflıktan öte kargo firmasını arayamayacak kadar aciz ve durumu farkedemeyecek kadar basiretsiz görüyordu..</div><div><br /></div><div>şimdi diyeceksiniz ki sabret lan 3-4 gün göndermemeleri mi sorun ? yok arkadaş sorun 3-4 gün göndermemek değil nitekim ben an oldu 15-20 günde bekledim bir sipariş için.. sorun kullanıcıyı enayi yerine koymaktır.. gönderilmeyen ürünü gönderdik deyip tüketiciyi bu vakit kazanma numaralarıyla kandırmaktır.. desler ki yılbaşıdır beyefendi kusura bakmayın yoğunluktan ötürü gecikmeler yaşıyoruz henüz göndermedik amenna.. ancak gönderilmeyen ürünü gönderdik deyip "yalan" tabirinin tanımını yapmak senelerdir alışveriş yaptığım ve güvendiğim hızlial.com'a hiç yakışmadı.. şu an siparişimi iptal etme sürecindeyim olmadı bu hizlial, yakışmadı..</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-61110445686509371502011-10-28T05:06:00.000-07:002011-10-28T05:57:42.484-07:00Bu Riera O Riera'ya Benzemiyor<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijT5uexEvsK51pHNqZ_r9ZBxkQBxBPPlZnm1QlbjXQ8RihSjJ7A1Q7Nqr9qRztiwHiUuDOY-wsa3BOL_Ov1xm-DDsgFmzIdeyjjX-uLhjsHcPzranbZxuKngNtg6JOBnDKD-zZm9aCaVHI/s1600/albert_riera_galatasaray_formasi.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 170px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijT5uexEvsK51pHNqZ_r9ZBxkQBxBPPlZnm1QlbjXQ8RihSjJ7A1Q7Nqr9qRztiwHiUuDOY-wsa3BOL_Ov1xm-DDsgFmzIdeyjjX-uLhjsHcPzranbZxuKngNtg6JOBnDKD-zZm9aCaVHI/s320/albert_riera_galatasaray_formasi.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5668520351807104130" /></a><br />Şahsen Liverpool da oynadığı zamanlar hakkında bilgi sahibi değilim geniş bir argümanım yok ;ancak klasik bir taraftar gibi Galatasaray'a gelmeden önce mevcut "yutup" videolarından tekniği hakkında basit düzeyde bilgi sahibi olabildim. Benim görebildiğim kadarıyla Riera tek harekette rakip oyuncuyu ekarte edebilecek kadar teknik, sol ayağı sağlam, adam geçmekte sıkıntı yaşamayan ve etkili paslar atabilen kaliteli bir futbolcuydu. Avrupa futbolu hakkında bilgi sahibi olan blog yazarlarının yazılarında da liverpool'dan ayrılma sebebinin "benitez ile yaşadığı sorunlar" olduğunu öğrenincede kendisini klas bir futbolcu olarak etiketlememek için hiçbir neden kalmadı.Arda gittikten sonra sağlam bir kewell geliyor izlenimine kapılmıştım. hele hele olympiakos taraftarlarının riera'yı karşılamak için 5000 kişi toplaşması beklentilerime farklı bir yön çizmişti. Biz buna benzer bir beklentiyi 10 numara açlığı çektiğimiz bir yaz günü cassio lincoln'de yaşamıştık. Herhalde bu videoda yunan taraftarlar ile bizim taraftarımız arasındaki benzerliklerin en önemli göstergesi olsa gerek. Onların beklentilerini de gayet net açıklıyor.. Hani hava alanında futbolcu karşılamaları bir tek türkiye'de var deriz ya onu tekzip edercesine bir görüntü..<div><br /></div><div><a href="http://www.youtube.com/watch?v=VL_Hla0pQ9w">http://www.youtube.com/watch?v=VL_Hla0pQ9w</a></div><div><br /></div><div>Her şeye rağmen taraftarın büyük çoğunluğu gibi futbolu daha göz önünde olan makine intizamlı alman ulusal takımının değişmez sol açığı podolski isminden sonra riera'nın bir anda resmi sitede açıklanması taraftarın büyük çoğunluğunda hoşnutsuzluk yaratmıştı.. Sebebi de oyunu bilinen, klası tartışılmaz podolski den sonra yakın tarihte yunan topraklarında bir sene boyunca neler yaptığı sadece youtube videolarından anlaşılabilecek bir riera'nın tercih edilmek zorunda kalınışıydı.. Liverpool günlerinden sonraki bu karadelik emsali bilinmez ve gözden önünde geçirilen sezon soru işaretleri oluşturuyordu.. Ben sezon başlamadan önce gerek fiziği gerekse liverpool günlerinden bir şey kaybetmiş olduğunu düşündüğüm oyun tarzı ile kendisini kewell ile eşleştirmiştim iyi bir riera'nın kewell dan esintiler sunabilecek yetenekte olduğuna inanıyordum..</div><div><br /></div><div>İlk kez net olarak ispanyolu samsunspor maçında görebildik hatta futbolundan emin olduğum felipe melo, ujfalusi gibi adamlardan çok ona odaklandım.. Diyorum ya fizik itibariyle ve oyun tarzıyla bi kewell etkisi bırakacak tarzda olduğuna inanıyordum ama ne kewell ne de daha önce emsal verilebilecek farklı bir oyuncunun etkisini bıraktı.. Kewell'ın ilk maçı olan kayserispor kupa maçını hatırlayanlar o etki ile samsunspor maçındaki riera etkisini karşılaştırırlarsa aradaki farkı daha net görebilirler.. Takıma katılma süreleri hemen hemen aynı denilebilir.. Alışma evresi dedik 3-4 maç daha izledik ama sahadaki adam uyum sürecinde dediğimiz adam aradan makul bir süre geçmesine karşın liverpool günlerindeki bir tek çalımından, bir tek pasından, bir tek şutundan örnekler sunamıyordu ve en net izahı ile bu "dandik" futbolu olaylı gaziantepspor maçına kadar geldi..</div><div><br /></div><div>Şimdi olaya farklı açıdan bakarsak taraftar arasında hala "uyum sürecinde ve patlama yapacak" tarzı bir anlayışa sahip olanlarda var.. Geçmişte bir çok yabancı futbolcuya bakıyorumda kewell'ından, barosuna; hagi'sinden popescusuna, Jardel'in'den ilic'ine, Filipescu'sundan iliesine; lincoln'ünden, felipe'sine kadar hepsi daha ilk maçlarında bağıra bağıra kalitesini belli eden adamlardı.. Futbol hafızamı biraz yokladım ve galatasaray forması altında "bir gün açılacak" diye beklenti içersine giripte açılan golleri, asistleri, pasları sıralayan bir futbolcuya şahit olamadım.. </div><div><br /></div><div>Riera'nında bu dakikadan sonra arda'nın boşluğunu farklı bir stilde olsalar bile gidereceğine dair herhangi bir inancım yok.. Hem mental, hem fizik olarak inanılmaz bir düşük içersinde zeki düşünemiyor beynindeki şeyleri ayaklarına ve vucuduna hükmettiremiyor.. Bunun uyum ile ya da hangi oyuncunun nereye kaçacağını bilmemesiyle bir alakası yok.. Bu yapıdaki bir oyuncununda "arapatı" gibi bir anda açılacağına dair herhangi bir inanç taşımıyorum. Kariyeri ciddi bir düşüşte ve bu gün "olcan adın"dan bile daha kötü bir durumda olduğu ortadaysa malesef verilen ve ilerde verilebilecek o büyük paralar göz önünde bulundurularak durumu bir kere daha değerlendirilmeli... Bu sebepten fatih terim'in "galatasaray değişmeli ocakta da değişecek haziranda da değişecek" sözünün bir ucu riera'ya da gitmiştir. Sevilir ya da sevilmez Arda gittikten sonra sol açık felç olmuş durumda ve bu takımın çok değil sol açığında da bir kazım kazım'a ihtiyacı var hepsi bu... Bu riera aşağadaki riera'ya hiç benzemiyor.. Hadi bir ilk olda galatasaray tarihinde sonradan açılan bir oyuncu olarak seneler sonra bu takıma yeni gelen bir oyuncu için "işte rirera'da böyleydi" diyelim.. bknz: mucizelere inanabilmek</div><div><br /></div><div><a href="http://www.youtube.com/watch?v=a9W6DMIfHVA">http://www.youtube.com/watch?v=a9W6DMIfHVA</a></div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-68225995453445213082011-10-26T14:47:00.000-07:002011-10-26T16:14:06.661-07:00Yusuf Namoğlu'na Dair<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd4RwznL8uQ8uCrsg7mc_5y-FZJhZlZtKiblV7-RxQJIyKPFl1zqDsFChZmbf2AL9KfmRn1KBjXSbV857cW_AkZslUaqpoSM3u_-oZ6j4pRYXAaHeShKZtoiV7SN-k2ZfHo3MOSs4pzuTb/s1600/namoglu_yusuf.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 240px; height: 256px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgd4RwznL8uQ8uCrsg7mc_5y-FZJhZlZtKiblV7-RxQJIyKPFl1zqDsFChZmbf2AL9KfmRn1KBjXSbV857cW_AkZslUaqpoSM3u_-oZ6j4pRYXAaHeShKZtoiV7SN-k2ZfHo3MOSs4pzuTb/s320/namoglu_yusuf.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5667920935048316370" border="0" /></a><br /><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:100%;">Türk hakemleri psikolojik olarak büyük bir revizyon geçirmediği müddetçe uygulamaya konulan hiçbir kural ve bu kurallar ile sağlanan hayali otorite türk hakemliğini bir gram ilerletmeyecektir bilakis türk futboluna büyük zararlar verecektir.. Son gaziantepspor maçı yusuf namoğlu ve heyeti tarafından uygulanan zırva kuralların nasıl çöktüğünün çok net bir kanıtı oldu.. Edirne'nin ötesinde amacı "futbol" oynatmak olan hakemler diğer tarafta otorite adı altında standartı olmayan bir "itiraz" kavramına dayanarak ota boka kart gösteren ve düdüğe nefes vermeyi marifet sayan türk hakemleri.. Aslında daha ligin ilk haftalarında çökmüştü ama şu ana kadar hiçbir maç bu kadar net "hakem hataları" ile bu kadar katledilmediği için dikkat çekmiyordu.</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:100%;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:100%;">"Hakemlere itiraz edilemez, ilk itiraz eden sarı kart yer seyirci tahrik edilemez" gibi hakemleri dokunulmaz bir varlıkçasına ululaştıran ve futbolcuları duygularını yitirmiş bir paranoyak gibi ruh hastası kılıfına sokmaya çalışan gerzekçe bir kuralı neye istinaden koydurduğunu ya da bu kuralın konulmasındaki etkisini ediyorum namoğlu'nun. Eğer futbol oyun kurallarının bir standartı varsa acaba uefa nezdinde bir şampiyonlar ligi maçında hadi onu geçtim uefa kapsamındaki herhangi bir ülkede hakemlerle ilgili böyle kendi kafasına göre kural uyduran bir merci var mı ? Bizim ödlek, basiretsiz ama emekli olup kapağı bir televizyona attıktan sonra mangalda kül bırakmayan türk hakemlerinin otoritesini sağlaması için böyle boktan kurallara, götümüzden uydurduğumuz elementlere mi ihtiyacımız var ? Acaba bizim futbolcularımızca avrupadaki hangi seçkin hakem abdullah yılmaz ve türevleri gibi şamar oğlanına dönmüştür ? Madem ortada bir kural var versene servet'e gösterdiğin kırmızıdan sonra senin kurallara dayanarak sözümona sağladığın otoritenle engin baytar'a, ujfalusi'ye de o kırmızıları ?Otoriten resmen öğretmeni tarafından azarlanan bir ilk okul bebesi gibi oldu hadi savur kartları da geri kazan kaptırdıklarını.. Bir insan saygınlığını kendi sağlar karakteri ile sağlar cesareti ile sağlar, kararları ile sağlar, kararlarında yanlışlık olsa bile kendine güveni ile sağlar.. Karşı yakanın çubuklu tosununun bizim sözümona en elit hakemleri bile soytarıya çevirirken adı sanı duyulmamış bir yabancı hakem karşısında bile kuzu olmasının nedenini biri bana bir yerimizden uydurduğumuz kuralları da hesap ederek açıklayabilir mi ? Hem orda hakemi ilahlaştıran bir kural da yok peki bizim türk işi futbolcular neden orada kedi ? Neden acaba ?</span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:100%;"><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-size:100%;">Türk hakemlerinde biliçli ya da bilinçsiz şekilde "bu kurallar adamına, takımına göre uygulanır" anlayışı varsa ve bu durumda namoğlu'nun korkak hakemleri sadece sırtı sıvazlanmayan arkasında şike yapmasına rağmen "kulübünü düşürmeyen" bir kudretli adamdan yoksun kurumların emeğini sömürüyorsa sorun bu güne kadar uygulanmayıp bir anda ortaya ısıtılıp konan kurallarda değildir sorun karakterdedir, sorun, cesarettedir, sorun güvensizliktedir, sorun zihniyetlerdedir... Yöneticiler kağıt üzerindeki iki kuralı değiştirip avrupanın ve hatta dünyanın hiçbir yerinde benzer uygulaması oynayan kurallar ve kurallar silsilesi geliştirerek sorunu çözemezler önce beyinler değişmeli.. Türk hakemleri ve yöneticileri bu anlayışla dünya kupası maçlarını ugandalı, ethiopia lı hakemlerin yönettiği maçları televizyonlarının başında ayaklarını yayarak izleyip "bizim niye hakemimiz yok" diye isyan ederler..</span></div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-79883556637931738652011-07-18T00:57:00.000-07:002011-07-18T01:06:44.006-07:00Sercan Yıldırım Nefreti<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhx76XNgFfFBtOPH87YWIamTiSgPq7AD5JVR_38q12xALlw6wsC3nRoQWWneEJkDPOveJn1-vgtbEwbM3U6LUfcm6ZTXiB6auoV5hjX0e8QOlZkHXUfjmlY5I7u45a9cpH2PHSKyCNYLQgb/s1600/sercan.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 238px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhx76XNgFfFBtOPH87YWIamTiSgPq7AD5JVR_38q12xALlw6wsC3nRoQWWneEJkDPOveJn1-vgtbEwbM3U6LUfcm6ZTXiB6auoV5hjX0e8QOlZkHXUfjmlY5I7u45a9cpH2PHSKyCNYLQgb/s320/sercan.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5630598479014983426" border="0" /></a>Çeşitli platformlardan transfer haberlerini, bu haberlere taraftarın tepkisini takip etmeye çalışıyorum... Son dedikodu pino'nun gözden çıkarılması ile beraber artı iyi bir rakam teklif edilerek sercan yıldırım ve volkan şen için bursaspor'un kapısının çalınacağı yönünde.. Pino nun gözden çıkartılması ile ilgili ayrı bir yazı yazılabilir ama burda esas irdelenmesi gereken husus hemen hemen her yerli santrafora bir kulp bulma alışkanlığımız.. Sercan'ı da beğenmiyoruz..Tamam gece hayatı olabilir, tamam futboldan başka şeylerede kafası basabilir, futbol zekası kıt olabilir ama allah için türkiye şartlarında alınabilecek bi yerli santrafor varda biz mi transfer etmedik be arkadaşım ? batuhan karadeniz öyle, semih şentürk böyle, sercan yıldırım şöyle, umut bulut böyle iyi de kim kaldı ? herkese bir kulp herkese bir bahane... yok işte 90'lı yıllardaki bi hakan şükür yok artık çıkmıyor alt yapıdan bir arif erdem çıkartamıyoruz çıkartsak bile elimizde tutamıyoruz.. anıl dilaver ile devam edilirse bu çocuğun başarılı olacağına kim inanıyor ? çelimsiz ve kendine güvenmeyen bir hali var hatta öyle ki bir kaç maç kötü oynayıp baskıyı kaldıramazsa takımdaki geleceği bile tehlikeye girer yeni bir cafercan aksu faciası olur.. mehmet batdal kalırsa 2.00 metrelik boyu olmasına karşın bu takatsiz hali ile takıma ne kadar katkı verebilir ? zaten terimde bunu görüp onu gönderdi kendisi içinde bir parantez açayım.. ben bu batdal kadar fizik gücü ve şut tekniği ters orantılı bi adam görmedim adam o endama rağmen toplara öyle bir vuruyorki top utanmasa boş bi naylon poşet gibi uçacak bu kadar cılız bir şut tekniği o fiziğe karşın hayret uyandırıcı.. sercan yıldırım türkiye şartlarında alınabilecek en iyi santraforllardan biridir..johan elmander ve sakatlanma potansiyeli olan bir baros'un arkasında her an hazır kıta bekleyebilir rakip defansı hareketli futboluyla yorar bazen kendinden beklenmeyecek derecede gollerde atar yerinde durmayan yapısıyla partnerine ve orta saha futbolcularına gol yollarını açar ayrıca fatih terim'in disiplini altında faydalı olması daha büyük bir ihtimal nitekim milli takımda da oldukça faydalıydı daha ne peki ? bu burun kıvırma neden ? evet gol kaçırma yüzdesi fazla olan bir oyuncu ama önceki senelerdeki galatasaray ve fenerbahçeye karşı oynadığı maçları hatırlayalım bi saç baş yoldurmasına karşın tek başına en az 2-3 kere gol pozisyonuna girmiş rakip defansı inanılmaz zorlamıştı.. hatta bursada oynanan bir fenerbahçe maçında iğrensemde hakkını vermeden edemeyeceğin volkan demirel'in harika kalecilik performansı sebebiyle gol atamamış fenerbahçe'nin defansını bir başına tarumar etmişti.. hem bu adam galatasaraylı bunu bizzat söylememiş olsa bile çeşitli platformlardan televizyon programlarından ima etmişti zaten galatasaray maçlarındaki haline bakanda bu durumu apaçık anlar.. volkan şen gibi gs maçlarında çirkeflik rekoru kırmaz. en ufak bir sinir bozucu hareketi saygısızlığı bile olmamıştır.. kasımpaşaspor maçlarındaki yekta kurtuluş tadında oynamıştır galatasaray'a karşı şahsen ben galatasaraylı olan bir futbolcunun başka bir takıma gitmesine bir taraftar olarak üzülürüm son orhan şam olayında olduğu gibi... adnan sezgin'in kaçırdığı cenk tosun'u antep satıyordu da biz mi almadık ? ayrıca yabancı kontenjanını 2 tane yabancı santrafor varken yine bu mevkiden kullanmak ne kadar mantıklı ?Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-28106390606447161182011-07-11T05:52:00.000-07:002011-07-11T06:08:43.347-07:002011-2012 Sezonu Hazırlıkları<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeg_YAUHixJu4Q6CmKK-Cj8lqkTXjW8ht-CX3z1C_8CoaFsfx7ALAk8OCABw3iNYRJK_Yta5wPBrvENQXh7iOjE9gEJ1_orptnF15G6lXLvEPmCDsNe3KbpxblkySm98FMSz1YiwY62Rvq/s1600/servetgokhan.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 197px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjeg_YAUHixJu4Q6CmKK-Cj8lqkTXjW8ht-CX3z1C_8CoaFsfx7ALAk8OCABw3iNYRJK_Yta5wPBrvENQXh7iOjE9gEJ1_orptnF15G6lXLvEPmCDsNe3KbpxblkySm98FMSz1YiwY62Rvq/s320/servetgokhan.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5628080860326926306" /></a><br /><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana; font-size: 13px; ">Takımda 2011-2012 sezonuna dair bir şeyler artık yavaş yavaş şekillenmeye başladı.. Malesef fatih terim'in bazı eski takıntılarını geçmişte bırakıp yepyeni bir sayfa açma isteğine dair inancım defansın halini görünce gün geçtikçe azalmaya başlıyor..</span><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana; font-size: 13px; "><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana; font-size: 13px; ">Defansın durumu oldukça nahoş. Nitekim geçen seneden bu yana defansa dair değişen tek şey Lucas - ujfalusi değişikliği ki bence agresiflik açısından benzer oyuncular. Hatta Lucas topu oyuna sokma açısından yabancı futbolcular içersinde türkiye'nin en iyi defans oyuncularındandı.. Şu takım popescudan bu yana onun istikrarını yakalayabilecek defansa oyuna iyi top sokabilen ve song inanılmaz kesici bir oyuncunun eksikliğini hala çekiyor... Sezon boyunca sarı kart göremyen defans oyuncusu ne kadar üstün vasıflara sahip olabilir ve mücadele gücünden ne kadar bahsedilir ?(Servet Çetin) Fatih terim milli takımdan tanıdğı futbolcularına güvenmekle en büyük hatayı eder şu takıma minimum 2 tane defans oyuncusu alınmadığı müddetçe ujfalusi dışında anadolu takımlarının kalburüstü futbolcuları bile savunmamızı zorlar.Yerli oyuncular içersinde Serdar kesimal ve ersan gülüm bu anlamda elimizden hazin bir şekilde kaçtı hoş ersan olayı biraz karışık... Hazırlık kampının ilk maçında semih kaya dikkatimi çekti. Kaptanlık pazubandını takınca acayip bir özgüven kazanmış her halükarda servet çetin ve gökhan zan'a tercih edilip göbekte ujfalusi ile beraber oynatılmalı ama terim'in böyle bir şey yapacağına hiç ihtimal vermiyorum...Ufak ihtimal fatih akyel montajına benzer bir ince ayarla semih kaya defansa monte edilebilir.. </span></div><div><span class="Apple-style-span" ><br /></span></div><div><span class="Apple-style-span" >Muslera transfer edilmiş gözüyle olaya bakarsak başarılı bir transfer diyebiliriz. Ancak kampa ne kadar çabuk katılırsa uyumu o kadar hızlanır. Yönetimin copa amerika olmasına rağmen hala bir açıklama yapmaması sinir bozucu bir durum.Geçmişte bu tür uluslararası organizasyonlarda olmasına rağmen sözleşme imzalatılan bir yığın oyuncu olmasına karşın muslera'ya dair net bir şeylerin açıklanmaması mide bulandırıyor.. Eğer gelirse zaten geçen seneki zapata ile mukayese edenin bile dili yanar. Hepsinden öte uzun süredir galatasaray'a bu kadar genç bir yabancı kaleci gelmemişti. Seneler önceden bir stauche'yi hatırlarım..</span><br /><br /><span class="Apple-style-span" >Orta saha geçen seneye nazaran bariz olarak güçlendi.. Ayrıca Cana'nın yerine yabancı bir orta saha ile orta saha çok farklı bir havaya bürünür.. Eğer sakatlık sorunu olmazsa mevcut oyuncular içersindeki Culio, Arda, Yekta, Selçuk, Ceyhun geçen sene maçların neredeyse tamamında oynayan ayhan-barış-sarp üçlüsünü silip atar. </span><br /><br /><span class="Apple-style-span" >Hücumda anlaşılan bir kaç sene önce skibbe'nin yaptığı nonda-baros rotasyonuna benzer bir rotasyon elmander-baros arasında olacak. O sene bunun çok katkısını görmüştük hatırlanacağı gibi. Ayrıca patlayıcılık özelliği ile pino ve her şeye rağmen boş bir oyuncu olduğuna asla inanmadığım stancu'da faydalı olacaktır.. </span><br /><br /><span class="Apple-style-span" >Hülasa defans'ın durumu çok kötü. Malesef büyük takımların göze batan oyuncuyu almak gibi hastalıkları var. Bu sebepten bazen kalecilere ve defans oyuncularına lüks gözüyle bakılabiliyor. Halbuki geçmişe baktığımızda yabancı defasnlar kulüp tarihine ismini altın harflerle yazmış ve efsaneleşmiştir.. Fenerbahçe'de uche-hogh, beşiktaş'ta ronaldo-zago, bizde song-tomas. O yüzden mutlaka defansta bir iyileştirme yapılmalı terim zan-servet ikilisinden birine güvenmekle telafisi olmayacak hatalara sürükleyebilir takımı.. Yanarımda lucas-ujfalusi ikilisinin bir arada oynamasının nasip olmamasına yanarım...</span></div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-12304375242494931182011-05-30T02:38:00.000-07:002011-05-30T02:51:39.498-07:00Gelmezsen Gelme !<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIbkdQcDN4XoKCbpjL8LZR_dJ9XpcETHpTS9R-7w4CT-2AJh2c8TQnm2P1FKotnXdvY3q7fm2YLnrSVxAdoFjqt_1YRbdvKrqH5HqIURbo-9nbWi86Umb2prxSDzb7V1wj8K7msQ6-IFWB/s1600/ersan.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 238px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjIbkdQcDN4XoKCbpjL8LZR_dJ9XpcETHpTS9R-7w4CT-2AJh2c8TQnm2P1FKotnXdvY3q7fm2YLnrSVxAdoFjqt_1YRbdvKrqH5HqIURbo-9nbWi86Umb2prxSDzb7V1wj8K7msQ6-IFWB/s320/ersan.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5612441494352174242" /></a><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana; font-size: 13px; ">Ünal Aysal başkan seçildiği günden bu yana malum Ersan Gülüm transferi galatasaray'ın gündemini meşgul ediyor. Şahsen futbolunu beğendiğim ve katkısının servet çetin ile gökhan zan'ın toplamından dahi daha fazla olacağını düşündüğüm bir futbolcu. Ancak son zamanlarda karakter olarak yaptığı şeylerde zırvalıktan öte değil. Gelmek istemiyorsan gelme bilader ! Eğer gönülden beşiktaşlıysan çık açıkça "ben beşiktaşlıyım türkiye'de beşiktaştan başka takımda oynamam" de. Cesaretin yoksa o çok kullandığın twitter'dan yaz taraftarı olduğun camianın yüreğine su.. Nedir böyle garip garip oyunların internette yapılan saçma sapan gönül alma gayretlerinin anlamı ? Zat-ı ali twitter'dan beşiktaş arka planını değiştirmiş ancak profil fotoğrafına çarşı logosunu koymuş fakat ağızdan iki çift laf çıkmıyor.. Acaba <adklik id="adklik114">bir</adklik> zamanlar mehmet topuz'un başına geldiği <adklik id="adklik115">gibi</adklik> olurda gs de oynarsan yediklerini yutmamak <adklik id="adklik116">için</adklik> mi söyleyemiyorsun <adklik id="adklik117">ve</adklik> tedbiri elden bırakmıyorsun sütten birilerinin ağzı yandı hesabı..İstemiyorum bu <adklik id="adklik118">tarz</adklik> adamları arkadaşım hiçbir taraftarda istemez <adklik id="adklik119">zaten</adklik> aynı şey gs için değil fener'e, beşiktaş'a olsa da taraftarlarca kabul edilmez. En basit örnek orhan şam lig tv'ye verdiği röportajda alenen galatasaray'a sempati duyduğu belliydi ama adam dürüstçe "fenerbahçe'de oynamak nasipmiş" dedi ve yoluna devam etti. O da bu tarz klavye oyunlarına gitseydi <adklik id="adklik1121">fenerbahçe</adklik> <adklik id="adklik1122">taraftarı</adklik> içine sindirir miydi kendisini ? twitter'dan profil fotoğrafı değiştirseydi yada facebook'tan gs hayranı falan olsaydı işi yokuşa sürseydi, transfer sürecinde böyle mide bulandıran afralar tafralar yapsaydı fenerbahçe taraftarı kendisini ne kadar sahiplenirdi ? Biz geçen sene ne çektiysek ruhsuzluktan çektik.. Milyonlarca insanın formasını giymek için hayal kurduğu takıma burun kıvıran bir adamı istemiyorum ben arkadaş ! </span>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-11680378132513671542011-03-29T02:43:00.000-07:002011-03-29T02:54:38.133-07:00Her şeyden Biraz Var ; Ama Hiçbir Şey Tam Değil<div>Son çeyrek yüzyıla bakın türk futboluna arkasında büyük kariyeri olan nice teknik direktörün ismini göreceksiniz.. Del Bosque, Rijkaard, Schuster, Hiddink ve aklıma şu an gelmeyen bir çok büyük isim. Hepsinin ortak özellikleri vardı bu adamların kimi omzunda şampiyonlar ligi şampiyonu apoletini taşıyor, kimi ise çalıştırdığı takıma kısıtlı olanaklar ile yaşattığı başarılarla tanınıyordu ama Derwal istisanası dışında ne oldu elimize geçen koca bir sıfır. Onunda temellerini attığı futbol jenerasyonu çoktan veteran oldu.. Bütün bu adamlar ya biçare yöneticilerin elinde oyuncak oldu ya da hiçbir şey yapamayarak sözleşmelerine koydukları yüklü tazminat maddeleri ile kulüpleri soyup soğana çevirdi. Hangisi soydu, hangisi ne şekilde başarısız oldu, hangisi yönetimlerin oyuncağı oldu bunları tartışmaya gerek yok. Tartışılacak bir konu varsa o da kariyerli teknik direktörlerin türkiye sınırları içersinde başarılı olma ihtimallerinin kabataslak bir yüzde vermemiz gerekirse %10'dan bile az olmasıdır. Malesef bize bu tarz öğretmen tarzı adamlar gitmiyor dostlar.. O yüzden bundan sonra Jose Mourinho'yu atatürk hava limanında Gs kaşkolu ile görseniz dahi biraz gamlı baykuş olun.. </div><div><br /></div><div>Hemen birkaç sene önceye hatta 5-6 ay önceye gidelim ve galatasaray'a bakalım..Kulüp virane, kulüp yıkılmış, futbolcusunu satmak için avrupa maçına çıkartmayan bir yönetim tarafından semirilmiş kolu kanadı kırılmış bir Rijkaard. Hiçbir şey yapamıyor, sahada ne taktik ve ne de onun konuştuğu futbol dilinden anlayan birileri var, herkes kafasına göre bir şeyler yapıyoru, çünkü kimse ne oynadığını, ne yaptığını bilmiyor. Peki bütün suç "elimdeki kadro yetersiz" diye barım barım bağıran ; ama bu veryansını o zamanlar yönetimi hedef gösteriyor olarak gösterilen rijkaard'ta mıydı ? Guardiola'nın bile üstüne basa basa vurguladığı gibi takır takır işleyen taktiksel düzenin yaratıcısı olan hollandalı bu kadar kötü müydü ? Değildi,olamazdıda zaten.. HAtırlayın rijkaard ilk geldiğinde bu takım duran top atıyordu ! Duran toptan sayısız gol buluyordu acaba birkaç ayda şeytanlar mı karıştı bu takıma da o golleri bulan oyuncular duran top kullanmaktan bile aciz hale geldiler ? </div><div><br /></div><div>Birinci sezonunun sonunda rijkaard bir futbol dergisine açıklamada bulunmuştu. "Türk futbolunda her şeyden biraz var ama hiçbir şey tam değil" demişti. İşte frank ve nice zaferleri sırtına yüklemiş teknik zekalar bunun kurbanı oluyor ülkemizde.. Bizim futbolcumuza bir şey öğretemezsiniz ey kariyerli hocalar ! Bilesiniz ki bu nato kafa nato mermer anlayış olduğu müddetçe teknik, taktik vs düzenler bizim futbolumuzda asla başarıya ulaşamayacaktır. Bizim futbolumuzun dinamikleri başka şeylerden ibarettir.. Bu hırs, motivasyon ya da farklı bir şey olabilir. Ancak bizim futbolcularımız taktikten anlamazlar. Bizim futbolcumuz 352, 442'den hiç anlamazlar, pas nedir bilmezler, şut çekmeyi öğretemezsiniz ve asla geliştiremezsiniz. Servet çetin'e evliyalar gelip "uzun pas atma" nasihatinde bulunsa yine o servet uzun pasları atacaktır, sabri sarıoğlu'na duran top kullanma dese kullanacaktır şu ülke sınırları içersinde 18 yaşında bıyığı terlememiş bir futbolcuyu geliştirebilecek bir adam yoktur türk futbolcusunun karakteristik özelliğidir bu elindeki ile yetiniz.. O yüzden türk futbolunun bu tarz teknik dehalardan yararlanacak bir yapısı yoktur. Bizim futbolcularımıza bu adamlar fazladır. </div><div><br /></div><div>Eğer hagi giderse bu acı tecrübeler ışığında yerine gelecek adam kesinlikle teknik bilgisi ile bir şeyler yapmış bir teknik direktör olmamalıdır. En fazla kıymetini bilemediğimiz Lucescu, gerets ayarında hocalar olmalıdır veya ortalaması galatasaray ayarında olan bir takıma başarılar yaşatmış bir hoca. Türk futbolu budur, türk futbolcusu budur. Onun dilinden anlayabilecek, hizaya getirecek biri olmalıdır..Acı ama gerçek.. </div><div><br /></div><div>Not: Bu yazımı Hagi gitmeden önce bir forumda yazmıştım şu an çoktan Bülent Ünder yerine geldi bile. Türk futbolcusunun dilinden anlayıp anlamadığını zaman gösterecek. Ancak 4 senelik akılalmaz başarıların gizli kahramanı olan bir futbol adamının türk futbolcusuna yabancı olmadığı aşikardır. Adnan Polat'ın gidişiyle beraberde kendsine büyük bir şans doğmuştur, çünkü arkasında eğer gelecek sezon takımda kalırsa istediği işleri yapacak bir yönetimin olma ihtimali muhtemeldir. kendisini şu 8 maçlık süreçte ispat edip önümüzdeki sezonda kulübün kendisine emanet edilmesi en büyük temennimdir.</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-11704438082289111092011-02-06T13:10:00.000-08:002011-02-06T22:22:13.289-08:00Eşekler Adam Olur Bunlar Adam Olmaz !<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEip_uvlrJwa8VYRe8FMwKUG4Hd_Md3sj9Ja4j3QIZr-IqphZarHVCe6XRIodI-bRmiONIP0IZBsWzpNc7za30jyYRjw4HJKEyPHcN4PNr88sngkMZPZxU3E8OaNyJ-rAjF4xvhhF51pzGPw/s1600/bar%25C4%25B1%25C5%259F+mustafa+sarp.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5570696391341211346" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; HEIGHT: 213px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEip_uvlrJwa8VYRe8FMwKUG4Hd_Md3sj9Ja4j3QIZr-IqphZarHVCe6XRIodI-bRmiONIP0IZBsWzpNc7za30jyYRjw4HJKEyPHcN4PNr88sngkMZPZxU3E8OaNyJ-rAjF4xvhhF51pzGPw/s320/bar%25C4%25B1%25C5%259F+mustafa+sarp.jpg" border="0" /></a> <div><br /></div><div><br /></div>Defalarca yazılıyor çiziliyor. Gerek sözlüklerde gerek bloglarda herkes söylüyor hatta sokakta, kahvede eş dost muhabbetlerinde dahi basit bir taraftar bir şeyler söylüyor ama bir boşalma yaşamam için içimde olan birikimi dışarı atmam gerekiyor...Yine yeni yeniden yazmak istiyorum.. <div><br /></div><div>Bu gün maçımız olmasına karşın kendimi Galatasaraylı olarak bildiğim anlardan bu yana desteklediğim takımı izleme arzumun dibe vurduğu günlerdendi. Hatta o dereceki internette vakit öldürmeyi daha önce izlemediğim bir filmi izlemeyi dahi düşünmüştüm. Saat 19.00 olunca yine taraftarlık arzusu dürttü, dayanamadım ekranın başına geçtim..</div><div><br /></div><div>Enteresan bir şekilde belkide futbolun tanrılarının emri ile "bam telini" sahada görememiştim. Zaten futbolunda tanrısı olmasaydı mutlaka birini sahada görecektik çünkü bu modern sahtekarlar o kadar usta şekilde teknik direktörlerin gözlerini boyuyorlar ki Rijkaard ve Hagi gibi iki futbol uleması bile kendilerinden vazgeçemiyor, kulübede Mourinho olsa o bile dayanamayıp bu adamları banko oynatacak hale geliyordu.</div><div><br /></div><div>Rijkaard dönemindan bu yana uzun bir süredir ilk defan takımı bamsız izleme şanslarından birine nail olacaktık. Kupa maçınıda izlemiştim olumlu sinyaller vermiş hatta uzun bir aradan sonra ilk defa 1-0'lık bir maçı 2-1'e getirme şansını yakalamıştık bu bile bamsız takımın neler yapabileceğini yeterince açıklıyordu bir an için arenada bu safralardan arınmış bir kadronun neler yapabileceğinin düşüncesi keyfimi yerine getirdi ve çayımı alarak derin bir huzur ile maçı seyretmeye başladım</div><div><br /></div><div>Nitekim goller yağmur gibi gelmeye başlamış o burun kıvırdığımız takımın kalitesi üç tane adamın gitmesi ile beraber ligte ilk üçe oynayacak bir takımın kalitesine erişecek derecede yükselmişti. sezon başından beri taraftarın desteklediği takımı izleme arzusunun dahi içine eden bir halden bambaşka bir hale bürünmüştü takımın hüvviyeti. Kazım efsaneleşmiş, lucas destan yazmış, Stancu tam anlamıyla nasıl bir futbolcu olduğu hususunda kendini göstermeye başlamıştı. Hatta öyle ki kariyeri boyunca attığı gollerin sayısı bir elin parmağını dahi geçmeyen Lorik Cana gol atmıştı. </div><div><br /></div><div>Evet bu takım Eskişehirspor gibi ligin kaliteli bir takımına pozisyon vermiyordu. Yenildiğimiz, gol yediğimiz onca saçma salak takımı gördükten sonra bu performans efsaneleştirilmeyecekte ne olacaktı ? Herşeyden öte bam'ın oynamadığı bir takımın neler yapacağını gösteren çok önemli bir tezahürdü bu oyun..</div><div><br /></div><div>İlk yarı 3-0 bittikten sonra Hagi'nin mustafa Sarp'ı oyuna koyacağından adım gibi emindim. Nitekim tahminimde de yanılmadım. Gözünü budaktan sakınmayan, Niang gibi super ligin en güçlü santraforlarından birini dahi durdurmayı başaran, bu maçtada orta sahayı süpürüp o dakikaya kadar defansın pozisyon vermeden maçı sürdürmesine vesile olan Neill çıkmış yerine bu adam girmişti. Ne akla hizmet bir değişiklik olduğunu anlayan var mı acaba ? Hani skoru korumak deseniz sözümona defansif özelliklerinden yararlanmak isteyeceğiniz bu adam ile Kazım'ı ya da Stancu'yu değiştirirsiniz ama Lucas değişikliğinin manası ne ? İşin tuhafı bu değişikliği beklemeyen Avusturalyalı yedek kulübesine geldiğinde biraz sitemkarca su şişesini atarak duruma isyan etti. Hagi'nin bu tarz anlamsız değişikliklerinden laf açılınca hemen 5-1'lik fenerbahçe maçına gidiyor aklım, kahroluyorum tekrar. Maç kopmuş, Ribery fenerbahçe'nin sol kanadını hacamat etmiş ve efsanemiz büyük usta hagi 60'ıncı dakikada Ribery'yi çıkarıp yerine Sabri'yi almıştı. Bu anlamsız değişikliği büyük ustamız yapmasaydı, korkularına yenik düşmeseydi o 6-0 tarih olacaktı bundan hiçbir şüphem yok ama efsanemizin garantici bir huyu var malesefki.. Bazen eline tarihe geçecek bir fırsat geçse bile o garanticiliğine yenik düşebiliyor.</div><div><br /></div><div>Galatasaray'ın peygamberi, büyük insan Hagi ! Her ne kadar bazıları senin iyi bir teknik direktör olmadığını söylese de ben sana inanıyorum, inanmak istiyorum ! Futbolun sadece taktikten, 442'lerden, 352'lerden ibaret olduğuna hiçbir zaman için inanmadım. Elinde cesur adamlar yetenekli futbolcular olduğu müddetçe takır takır her sistemin işleyeceğine inandım. Culio'yu, Stancu'yu sen getirdin, hatta gelirken ben dahil taraftarın %90'ının alınmaması için kampanyalar başlattığı Kazım'ı adam etmek üzeresin peki güzel insan, sevgili profesör futbol bilginin Mustafa Sarp denen adamdan neler bekler ? Hagi'yi de geçtim Lütfen biri izah edebilir mi bu futbol sahtekarı oyuna girdikten hatta daha önceki maçlarda oynadığında takıma ne verdi ? Kaç tane faul yaptı, kaç tane mücadeleye girdi ? Taraftarın senelerdir gördüğünü, büyük yüreksiz ve ruhsuz futbolcuların takıma verdiği zararı Hagi gibi adam gibi adam nasıl göremez ? Görememesinin sebebi ne olabilir ?</div><div><br /></div><div>Nitekim tek başına koca bir takıma bedel olan Sarp oyuna girince takım savunması bir anda dağıldı ve maç 3-2'ye geldi. Servet, Lorik, Serkan kurtuluş hatta o zamana kadar sırıtmayan Hakan balta bile bir anda dağıldı. Kazım ve Baros mucize yaratmasaydı yarın medyada arsenal - newcastle maçının türkiye karşılığı olarak manşetler atılacaktı.. Mustafa Sarp, Barış ve Ayhan'ın oynadığı her maça rakip takım 1-0 önde başlar bu bir futbol gerçeğidir. Olay bir tane dişlinin bozuk olması ve bu dişlinin çalışmamasının bütün takımı durdurması ile açıklanacak kadar basittir. Galatasaray'dan ayrılsalar vasat anadolu kulüplerinin kulübesini eskitecek olan bu şahıslar takımın çarkına ettiği müddetçe hiçbir maçı keyifle izleyemeyeceğim. </div><div><br /></div><div></div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-70467016388771862862010-12-21T10:28:00.001-08:002010-12-22T10:01:51.967-08:00Ulan Arda !<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg239ezDOO_7C0kYmpRAS-jU026eIh1prBj_0JFpssLzF5OznznvHvPgyhw3qNrMf2MCSbmt039v8x6oXnNdq3XMkmWypf7Vhb8IVMfO8jxfvznQID4c75quIYQlXUV87zcTz67UUgcCPCV/s1600/arda1.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 242px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg239ezDOO_7C0kYmpRAS-jU026eIh1prBj_0JFpssLzF5OznznvHvPgyhw3qNrMf2MCSbmt039v8x6oXnNdq3XMkmWypf7Vhb8IVMfO8jxfvznQID4c75quIYQlXUV87zcTz67UUgcCPCV/s320/arda1.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5553204277778130882" /></a><div><br /></div>Evvela şunu söyleyeyim o saçma sapan programı izlemedim. Reha Muhtar, Serhat Ulueren bu güne kadar futbol adına şovenizmden başka neler yapmışlar ki ? Hatta Reha Muhtar'ın ne iş yaptığını biri bana izah edebilir mi ? Yorumcu, Yönetici, Spiker, Elitist yazar ? Duyumum forumlarda, galatasaray sözlükte ve diğer sözlüklerde yazılan düzeyde.. Taraftar bu konuda bölünmüş durumda, kimi Arda Turan efendiliğini bozmadı Galatasaraylılık duruşunu bu seviyesiz ithama efendi gibi cevap vererek en iyi şekilde gösterdi derken bir başka gurupsa Arda Turan'ın bu ithama maruz kalmasından büyük üzüntü duydu.. Bazı Galatasaraylılar Metinlerin, büyük kaptan bülentlerin, Şükürlerin pazubandı o lafların altına kalmamalı derken diğer gurup işte o kaptanlık duruşu böyle bir cevabı gerektiriyordu dedi..<div><br /></div><div>Ben ikinci gruptan olduğumu söylemek isterim. Rakip takımın mafya, külhanbeyi bozması "asil başkanlık duruşuna" yakışır sözlerine verilebilecek cevap Galatasaray terbiyesi çerçevesinde "evet başkanım futbolu bıraktık bu işlerle uğraşıyoruz" değil o ithama maruz kaldıktan sonra o ortamı terk etmek ya da o seviyeye yakışır iki çift laf etmekti. Gerçeği tartışılır hangi türk futbolcusunun cesareti yeter ki aziz yıldırım'ın korku imparatorluğu türk futboluna bu derece çökmüşken başkana a iki çift laf etmeye ? </div><div><br /></div><div>Arda turan daha gencecik bir insan, herşeyden öte kaptanlık gibi ağır bir sorumluluğun gereklerini yerine getirebilecek tecrübeden çok çok uzak.. Bu zamana kadar ki eylemleride zaten bunları teyit ediyor..Hepsinden öte taraftar arasında bir fikir birliğine varılamayıp hala kaptanlığının tartışılması bile başlı başına olumsuz bir referanstır. Hala ondan geçmişteki lider vasıflı kaptanların davranışlarını bekliyoruz, hatta bende duygularıma kapılıyorum ama son anda mantığım bir şeyler fısıldıyor "yapamaz arkadaşım yapamaz." Bu cevabın Galatasaray efendiliği, terbiyesi çerçevesinde verdiğine inanmıyorum. Evet arda gördüğümüz zeki, akıllı, hazırcevap bir insan ama bu zekiliği, akıllılığı hazırcevaplılığı ve sevecenliği bazı zararlıları da etrafına çekiyor.. Emre belözoğlu'nun kankası olması ve ona duyduğu abilik saygısı gibi.. Verdiği cevap belki emre abisine duyduğu saygının bir benzeridir orası tartışılır ama bu cevabı "galatasaraylılık" gibi derin bir düşünce yapısını gözardı etmeyerek verdiğine hiç inanmıyorum. Hatta net söylemem gerekirse olayın korkudan ileri gittiğini düşünüyorum. Aziz Yıldırım bu kadar aptal bir adam değil. Eminim o hitabı bir tilki kurnazlığı ile yapmış, üstünlük ve otorite belirtisi olduğunu herkessten iyi düşünmüştür. bir taraftar olarak ben bunu kabul edemiyorum işte, sindiremiyorum! Yok arkadaş yeni bir bülent gelsin ağzının ortasına yapıştırsın cevabı, şükür gelsin önünde rakip başkanlar ceketlerini iliklesinler diyorum ama çok şey istiyorum onunda farkındayım. Her yerde yazılıyor, çiziliyor söyleniyor. Acaba bu başkan kişisi aynı yakıştırmayı bülent korkmaz'a kullanabilir miydi ? Peki Hasan Şaş olsaydı ? Farzedelim kullandı acaba bülent korkmaz böyle bir ithamı yedirir miydi kendine ? Eşdeğer bir cevap ile dediklerini o başkan kişisine yuttursaydı cesur yürek biz büyük kaptanı galatasaraylılık duruşuna aykırı davrandığı için tartışır mıydık ?</div><div><br /></div><div>Bu başkan kişisi futbol camiasında tehditleri, hazımsızlıkları, sağa sola köpürmesi ile öyle bir korku imparatorluğu kurmuş ki hiçbir futbolcu restini çekemiyor, iki çift laf edemiyor ölsem fenere gitmem diyen adamlar bir gün sonra herkes fenerbahçeli olacak pozları verebiliyor. Malesef ki arda turanımızda bu tiyatronun bir oyuncusu oldu. Ben olayın kaptanlığın alınmasına kadar gitmesini doğru bulmuyorum. Bu cevabıda yadırgamıyorum. hayalperestliğime yenik düşüp onların gerçeğe dönüşmesini umduğum zamanlar oluyor bazen ama bitti o hayaller artık, geride kaldı.. Türk futbolu korkunun bu derece hasıl olduğu bir ortama dönüştü. Bu gün arda'nın yerinde Sabri, Servet, G.zan, H.Balta, Ayhan ya da hangi yerli futbolcu olursa olsun verebilecekleri cevap bu olacaktı. Neden kaptanlığı alalım ki o zaman ? Hem sonra demiyor muyuz iki üç günlük yabancıyi niye kaptan yapıyoruz kendi evlatlarımız dururken diye ? Lincoln'ün kapı dışarı edildiği sürecin başlangıç safhasının neresi olduğunu iyi biliyoruz.. Gerçek anlamda liderlik ve kaptanlık karizması gibi kavramların Türkiye kolu Hakan Şükür, Bülent Korkmaz gibi futbolcular ile öldü. Hatta itiraf edeyim Hakan Şükür'ü futbolu bıraktıktan sonra günahım kadar sevmedim ve nefret ettim. Ama faal futbolculuğuna baktığımda liderliğinin hakkını vermem lazım. Değil ona, onun ortamında bulunan hiçbir futbolcuya karşıdaki adam kim olursa olsun "ulan" diyemezdi. Acaip bir bütünleyiciliği ve liderliği vardı Şükür'ün.. O yüzden beklentilerimizi kısmamız lazım artık. Bundan sonra bu tarz kaptanlar gelmeyecek ve yetişmeyecek.. Nice futbolcular rakip takımın seviyesiz ithamlarına "ulan" larına sayın başkanım diye pısarak cevap verecek... Korkularımızın esiri olacağız..</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-92187252053151368732010-11-30T15:06:00.000-08:002010-11-30T15:45:24.814-08:00Galatasaray İdman Yurdu<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-tnsfpH9C4HcL1JmT_zYDwUhWOrEJVIxqlpT42-j61-pS-CohXI-e3Uohyzdg5OPkQRH80Sc3FhhOICqDKpti0ZwkASqvKsH-dfXCgoS566HNPnICGBDywHKKtS1dAVfhAJdU5maQWJoO/s1600/elanoo.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 243px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-tnsfpH9C4HcL1JmT_zYDwUhWOrEJVIxqlpT42-j61-pS-CohXI-e3Uohyzdg5OPkQRH80Sc3FhhOICqDKpti0ZwkASqvKsH-dfXCgoS566HNPnICGBDywHKKtS1dAVfhAJdU5maQWJoO/s320/elanoo.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5545490624590619634" /></a><div><br /></div><div>Her şey böyle mi olacaktı, bu kadar basit ve bu kadar duygusuzca mı sonlanacaktı? Atatürk Hava Alanı'na gelirken iğne atsan yere düşmeyecek; mahşeri bir kalabalık ile karşılanan futbolcularını, teknik adamlarını adeta küfürler ile gönderen bir takım oldu Galatasaray. İlk başta Abdul Kader Keita "çirkef ve sahtekar" yaftaları ile gönderildi. Halbuki hatırlanmadı o sahtekar denen adam bu takıma tek başına alnının teri ile tabir yerinde ise arkasından terler aka aka kaç maç kazandırdı.. Hemde bu takımda yıllar yılı Ayhan Akman gibi bir adam forma giyerken.. Daha sonra Frank Rijkaard'ın imha planı idam fermanını imzalayan bir hükümdar edası ile yönetim tarafından daha sezon başında imzalandı.. Rüyasında dahi görmediği futbolcular transfer edilerek kapı dışarı edildi Surinamlı, şimdi de Elano...</div><div><br /></div><div>Aslında Elano bu geçmişte açılan iki yapraktan ayrılan bir kısmı temsil ediyor birazda.. Taraftar ona çok sabretti, patlaması için çok bekledi Hagi'den sonra Lincoln ile uzaklardan görünen on numaralı silhüyet Elano'da vücut bulabilirdi belki ; ama Elano karşılığında değil patlamak türkiye'ye geldiğinden beri bir kere bile o ekşimiş yüzünden adam akıllı bir gülümseme göstermedi. Hep bir sıkıntısı, uyumsuzluğu, isteksizliği vardı nerde tırak orda bırak hesabı buraya kadarmış demekki.. </div><div><br /></div><div>Ancak esas sıkıntı Elano'nun geçmişteki başarısızlığı ve başarıları değil, asıl sorun Galatasaray spor kulübünün sportif anlamda "rezalet" şekilde yönetilmesidir. Satılıp satılmamasının doğru olduğunu yada hatalı olduğunu tartışmıyorum sadece Sercan Yıldırım'ın 7-8 milyon euro, volkan şen'in 6 milyon euro, ve anadolu'daki nice yağız delikanlıların piyasasının 5 milyon eurodan açıldığı bir futbol piyasası enflasyonunda Elano için biçilen komik rakama bir şeyler demek istiyorum.. Skandallara nerden başlayabiliriz ki ? Acaba o Rezalet kavramını nasıl açabiliriz ? Dünya çapında bir teknik direktörün "total futbol" gazı ile getirilip kadrosunun bir sene içersinde tarumar edilmesi ve Surinamlı'nın listesindeki bir tek futbolcunun dahi transfer edilmemesi, Keita gibi bir oyuncunun tamami ile medyanın gazına kurban edilip satılması, bu günde yaşanan Elano komedisi bu üç şey dahi yeterli olsa gerek.. Birde çıkan, kulüp menşeyli olması muhtemel dedikodular var ki akılalır şey değil.. Elano'nun 10 milyon eurodan vazgeçtiği söyleniyor.. Hatırladığımız kadarıyla Haldun üstünel döneminde elano yıllık 3.5 milyon euroya transfer edilmişti peki 1.5 sene içersinde 10 milyon euroluk bir alacaktan vazgeçmeyi hangi akıl sağlığı kabul edebiliyor ? Elano gelecekteki alacağından nasıl vazgeçebilir ? Şunu anlıyorum Elano mutsuz ve gitmek istiyordu ancak karın ağrısı neden? Ara transfer döneminin gelmesine bir kaç ayın kaldığı gerçeği ortadayken Elano apar topar satılıyorsa ortada çok açık bir şey var ki yönetimin dedikodusu yapılan 10 milyon euro kadar abartı bir ödemesi olmasa dahi Brezilyalı'nın eline belkide bedava gitmesine sebebiyet verecek büyük bir koz verdiğidir. Nitekim yönetimde hiçbir para kazanmadan 2.9 milyon euroya gitmesini kabul etti ve iş kapandı, bu kadar basit. </div><div><br /></div><div>Malesef koskoca bir kulübün düşebileceği bundan kötü bir nokta olamaz. Önce avrupanın vasat takımları karşısında alınan utanç verici skorlar, sonra da manisaspor'dan bile daha kötü bir kadro yapısına sahip olan takımın yüzüne tokat gibi çarpan gerçekler.. Taraftarın bu zamana kadar zaten yerli futbolculardan Arda dışında hiçbir umudu yoktu bu gün Elano'da gidince fakirin önünden bir umut ekmeği daha gitmiş oldu. Malesef bu ülkede en ufak bir başarısızlıkta kafanın ilk çevrildiği yerdeki kelleyi almak bu kadar kolay, buzdağının arkasını görmek bu kadar zor olursa; heyecanımıza bu kadar yenik düşüp, aklımızı kullanmaktan bu kadar aciz olursak bizim 2000'lerin ruhuna dönmemiz torunlarımıza anlatılan masallardan daha fazlası olamayacaktır.. Uefa şampiyonluğu apoleti taşıyan takıma sağ bek olarak ali turan'ın layık görülmesi bile başlı başına bir komedidir. </div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-39582076658183977022010-11-29T00:30:00.000-08:002010-11-29T00:49:13.074-08:00Bizim Alışkanlıklarımız Vardı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj30_SpLj9sKSg11t_WsjHoQh1b6SvxKgLJM3pR97ijTkmQLcck54QogZXA-uKVU2oLFZvKJtYSsHVi8QBmctGejjcV0K4p7iQoV3FI8bw8qguextV7DZ8I9g6aIZQUjl6qZFK6iSUGxE3v/s1600/adnaaan.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 239px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj30_SpLj9sKSg11t_WsjHoQh1b6SvxKgLJM3pR97ijTkmQLcck54QogZXA-uKVU2oLFZvKJtYSsHVi8QBmctGejjcV0K4p7iQoV3FI8bw8qguextV7DZ8I9g6aIZQUjl6qZFK6iSUGxE3v/s320/adnaaan.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5544889837851460978" border="0" /></a><br />Meselemiz, problemlerimiz ne olursa olsun biz daha önceden Beşiktaş'a karşı bir şekilde iyi bir futbol tutturur kazanmasını bilirdik sanki.. bunun izahı futbol kuralları dahilinde değildir nasıl saraçoğlu'nda fb'nin bjk'ye şansı tutuyorsa sami yen'de de bizim beşiktaş'a karşı buna benzer bir üstünlüğümüz vardı. Olimpiyat Stadında Ali Aydın'a yenildiğimiz maçta bile bu derece acizlere oynayan bir takım yoktu. O zamanlarda kötü günler geçiriyorduk ama teslim teslim etmediğimiz ve etmemek için direndiğimiz bir ruhumuz vardı değil mi ?<br /><br />Dönüp dolaşıp söyleyeceklerim yine aynı yerlere geleceği için sanki bir önceki postların tekrarını yapacağım gibi olacak o yüzden kısa tutmak istiyorum. bu takımın sorunu 442, 352, 451; merkez forvet, kanatlar, ya da teknik taktik izahatlar ile açıklanacak bir sorun değildir. Bu takımın sorunu takımı oluşturan çoğunluğun 3/4'ünün galatasaray gibi bir takımda oynayamayacak yeteneksizlike olmasıdır. Ben beşiktaş'ın maçlarını takip etmiyorum ama birçok beşiktaşlı arkadaşında holosko, nobre gibi oyunculardan yaka silktiğini biliyorum. Düşünün dün sahada oynayan yeteneksizler ordusu bu adamları maçın yıldızı yaptı. Nihat oynasa o bile gol atardı hatta quaresma olsa ali turan'ın kanadına geçtiğinde kesinlikle şov yapardı. Çünkü artık şu belli bu takımın bekleri ligteki 14-15 takımın kanatlarını tutamıyor, orta sahası aynı takımlar karşısında koridor oluyor herşey yabancılardaki keramete ve iyileşecek olan arda'ya bağlı<br /><br />Böyle takım oyunu olmaz böyle futbol oynanmaz. Bu futbolu ligin kalburüstü bir takımı oynayabilir ama milyonlara oynayan bir futbol takımı oynayamaz. Galatasaray aynı osmanlı'nın son dönemlerindeki çöküşünün bir benzerini yaşıyor ve o "hasta adam" dan herkes bir şeyler koparmasını biliyor.. Rijkaard'a sallayanların dün adnan polat'a sallamalarına şaşırmadım zaten. Biz ve birçok yazar arkadaş daha sezon başında yönetimin rijkaard'a kurduğu tuzağı gördük ve buralardan bir şeyler karaladık ancak tribündeki futbol ulemaları 4-5 maçtan sonra "defol git" rijkaard diyerek nasıl bir taraftar ve futbol bilgisine sahip olduklarını gösterdiler. Gözler bu kadar realiteden uzak şekilde kararmış işte. Şimdide cenaze namazı arifesinde adnan polat istifaya davet ediliyor.. Şimdi mi gördünüz herşeyi ? Masumların kellesini aldıktan sonra mı ? Normal şeyler bunlar, futbol bilincini kaybeden bir taraftar topluluğundan beklenecek davranışlar. Siz haklısınız kardeşler doğrusunuz. Rijkaard, baktın o olmadı polat, o olmadı başka biri ne zaman tutturursan artık.. Neyse daha önceki postlara benzediğini düşünmeye başladım, kesiyorum.Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-38808709088288904042010-11-15T00:37:00.000-08:002010-11-15T01:08:50.685-08:00Daha Ne Bekliyorduk ?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgh6eIxvyAFQpAW8PZoag0cckGDJhqztsBddwSUGqBR_Z2DZqgiOA4cO0afkhu1atsQgZXkwoQIusGA7K2XisRidgQZOb-tS9qS3F3fXJtE3dGaheadw00vsH5KEotI8lK6VyNU2B_F2WKX/s1600/ayhan+servet.Jpeg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 195px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgh6eIxvyAFQpAW8PZoag0cckGDJhqztsBddwSUGqBR_Z2DZqgiOA4cO0afkhu1atsQgZXkwoQIusGA7K2XisRidgQZOb-tS9qS3F3fXJtE3dGaheadw00vsH5KEotI8lK6VyNU2B_F2WKX/s320/ayhan+servet.Jpeg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5539699276444294722" border="0" /></a><br />Dün gerek sıcağı sıcağına bir şeyler yazarken ölçüyü kaçırmamak, gerekse herkesin söyleyeceklerini söyleyeceğim için bir şeyler yazmak istemedim ama insan biraz olsun kafasını toparlayıp sakin bir şekilde yaşanan olayların muhakemesini yapınca gerçekleri daha net görüyor içindekileri dışarıya aktarmayı daha çok istiyor. Sezon başı daha ukrayna'nın dandik takımına elenmeden önce yazdım bir çok galatasaraylı blog yazarı'da dile getirdi "yönetim rijkaard'ı kovdurmak için bir çaba içersine girse bu kadar berbat bir şekilde koca takımı yönetemez" diye.. Malesef dediklerimiz bir bir çıkıyor.. Değil rijkaard geçmişte Cihan, Orhan Ak, Petre vb. gibi vasat futbolcular ile tarihinin en iyi kadrosunu kurmuş fenerbahçe'yi 5-1 ile eze eze yenip şampiyonluğu son 3 haftada kaptıran hagi bile şu an manisaspor'dan daha kat ve kat kötü kalitesiz takıma bir şey yapamıyor.. Dünkü maç ile ilgili fazla konuşmaya gerek yok ondan önceki haftalarda alınan galibiyetlerde takımı bazen pino'nun, bazen kewell'ın, bazen baros'un bazen'de elano'nun oynadığı klas oyun kurtarıyordu ama dün hepsi kötü oynadığı ve yerli rotasyonu en fazla bu kadar yapabileceği için yenilgi kaçınılmaz oldu. Galatasaray'ın ikinci yarıda Elano'nun frikikten çektiği şut dışında pozisyonu yok bu içler acısı bir durum. Ben şahsen takımı yaşım el verdiği ölçüde Tanju, Erhan Önal, Uğur tütüneker dönemlerinden itibaren takip ederim ama Galatasaray şu an istatistikleri doğrularcasına, kapasitesinin doğal bir sonucu olarak tarihinin en kötü durumunu yaşıyor. Bunun şanssızlıkla falan bir alakası yok takımın gücü bu kadar yabancılarda durduğu taktirde şu takımı görüldüğü gibi manisaspor dahi tek bir pozisyon vermeden yenebilir..<br /><br />Dün bir kere daha dikkat ettim yabancı futbolculara.. özellikle elano en az iki pozisyonda takım arkadaşlarına pas atıp içeriye kendisinden beklenilmeyecek ölçüde seri koşular yaptı pozisyona girebilmek için ancak sabri ve ayhan gibi futbolcuların futbol zekaları bu koşulara yetmediğinden dolayı bu maç kurtaracak koşuları görmek yerine hala yere bakarak topu ya geriye ya da saçma sapan yerlere pas atarak kullandılar. Sabri, Ayhan, Servet Çetin, Serdar Özkan, Ali Turan, Barış Özbek, Mustafa Sarp, Gökhan Zan gibi küme düşme potasındaki bir takımda dahi oynayamayacak futbolcuların uefa kupasını kaldırmış bir takımda kesinlikle ama kesinlikle işi yoktur. Avrupa futbolunu şu aralar çok sıkı takip ediyorum desem yalan olur ama şundan eminim ki geçmişte bizim gibi süpriz yapıp inanılmaz başarılar elde eden bir porto'nun, monaco'nun veya bizimle aynı kategoride olan her hangibir takımın bu derece basiretsiz oynayan yetenek yoksunu futbolcuları yoktur.. İşte o monaco'nun beğenmeyip yolladığı Pino'yu görüyoruz dün onun dışında taraftarın kimseden bir beklentisi yoktu zaten.. İşin tuhafı yeteneksizliğini anlayabilirim ama işi ruhsuzluğa vurup o formayı giymek isteyen binlerce insana küfür edercesine "ben istediğim zaman oynarım, istemediğim zaman oynamam" diyemezsin. O formayı giyiyorsan aklının ucunda milyonların sizleri izlemek için izlemek için yaptığı fedakarlıklar, çektikleri cefayı düşüneceksin.. Bu takımda oynuyorsan ruhsuzluğun ağababasını yapıp yenildiğin bir maç akabinde "heheh taraftar bizi karşılamaya geldi mi?" diyerek şebeklik yapamazsın.. İdeolojilerinden, yeniçeriliklerinden tiksiniyorum ama geçmişe bakıp bir mukayese yaptığımda hakanların, bülentlerin, şaşların forma hırsının 1/10'unu bunlarda görmemek utanç verici...<br /><br />Sezon başından bu yana reçete belli idi ama yönetim isteyerek ya da istemeyerek bunu yapmak yerine çareyi omzunda "dünyanın en elit teknik direktörleri" apoleti bulunan rijkaard'ı sepetlemekte buldu. Defol git rijkaard diyenler bu takıma hagi bile bir şey yapamıyor nerdesiniz şimdi ? Suç kimdeymiş acaba ? Kafanız o adamın haysiyetini iki paralık edip gönderttikten sonra mı bastı bazı şeylere ? şu an sokaktan hangi galatasaraylıyı çevirirsek çevirelim ya da kime sorarsak soralım herkesin diyeceği şey "paftan adam çıkarsan en az bunlar kadar oynar, bu iğrenç profesyonellerden daha ruhsuz oynayamaz." olurdu. Aynen de böyle. Niye sattık hala anlamıyorum ama bir düşünelim dün servet'in yerine bu hatayı semih kaya yapsa kim kızardı ? Ya da neden hiç kimse haftalardır ekstradan bir kurtarış yapıp maç kazandıramayan ufuk ceylan'a kızmıyor ? Veya kaç haftadır rezil top oynayan Emre çolak'a niye kimse ses çıkaramıyor ? Bizim yaptığımız bu son derece basit muhakemeyi yönetim hala yapamayıp şu takımdan galatasaray'ın kalitesine yakışmayan ruhsuz futbolculara neşteri vurmadıkça gelecek hakkında hiç kimse umutlanmasın. Şu sefil ve basiretsiz kadro ile ilk 8'e girersek yatalım kalkalım dua edelim..Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-32325247171272614302010-11-08T00:36:00.000-08:002010-11-08T01:09:06.254-08:00Ne Değişecekti ki ?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK5EIPIbn2lpl1EcAjMxC5juVGTYr4gKcqGjpd7cy8MJhzhhF5Aj9Ye7EnmhmkpjI2N3RvyX3ik3ohHVAHhHRX-HoPgsQuWg6WFuVMdf6EaouFxzqZGFRw-gLw61G0eCjznLaJwq76EGQp/s1600/mustafa_baris.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 172px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjK5EIPIbn2lpl1EcAjMxC5juVGTYr4gKcqGjpd7cy8MJhzhhF5Aj9Ye7EnmhmkpjI2N3RvyX3ik3ohHVAHhHRX-HoPgsQuWg6WFuVMdf6EaouFxzqZGFRw-gLw61G0eCjznLaJwq76EGQp/s320/mustafa_baris.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5537100524795562914" border="0" /></a><br />Rijkaard'ın gidişi Hagi'nin gelişi ile birlikte hagi büyücülüğe soyunup ya da Matrix'te Morpheus'un neo'ya yaptığı gibi bir çip vasıtası ile Mustafa Sarp'a futbolculuğu mu öğretecekti ?<br /><br />Galatasaray futbol tarihinin görebileceği en otoriter teknik direktör olan ve yeniçeribaşı şükür'ü dahi gözünü kırpmadan kadro dışı bırakabilecek kalli'ye dahi taktiksel dersler vermekten geri kalmayan, futbol dehası profosyenel servet çetin teknik direktör değişikliği ile beraber John Tery'ye mi döneşecekti ?<br /><br />Kadroda tek alternatifi barış özbek olan ve şu an kapı dışarı bırakılsa türkiye liginde oynayacak takım bulamayan Ayhan Akman orta sahayı mı sırtlayacaktı ?<br /><br />Kendisinden kat ve kat daha yetenekli olmasına karşın nasıl olduysa halen çözemediğim bir şekilde Serdar Eylik'e tercih edilen ve fizik itibari ile futbolcu olması mucizelere bağlı olan Emre Çolak bir anda canavar mı kesilecekti ?<br /><br />Sanki hagi gibi ısrarla sol ayağı ile kaleye şut çeken beyinsiz futbolcu namzeti barış özbek artık Lampard gibi şut mu çekecekti ?<br /><br />Sittin senedir futbol oynamayı beceremeyen ve artık internette çoluk çocuğun maskarası olan sabri sarıoğlu'ndan ne olacaktı ?<br />.....<br /><br />uzar gider galatasaray sezon başında yaptığı hataların ağır sonuçlarını çekiyor şu an. Herkesin ağzında sakız ama kesinlikle doğru olan bir teorem var o da "Galatasaraylı yerli futbolcuların süper ligin en kötü futbolcuları olduğu" gerçeği. Mümkün mü katılmamak ? Dün trabzon'un yerlilerinin, Engin Baytar'ın, Egemen'in, Selçuk'un, Ceyhun'un sahadaki galatasaray'ın yerlilerinden üç gömlek üstün futbolcu olması işi bitirdi zaten. Selçuk İnan ile Ayhan Akman'ı, Ceyhun Gülselam ile Mustafa Sarp'ı aynı kefeye koymaya çalışmak bile başlı başına bir komedi.. 4-5 tane yabancının katkısı da bu yerli futbolcu çöplüğünde daha fazla olamaz. Nitekim misimoviç ve elano'nun oyun zekasının 1/10'una dahi sahip olmayan orta saha daha nice elano'ları, misileri göndertir. Düşünün elano gibi bir futbol zekası ne bekler ? oyuncuların akıllıca koşular ile boşluklara kaçmasını, attığı ara toplarına hareketlenmesini, en azından vasatın üstünde bir futbol zekasına sahip olmasını.. Ama bu adamlar dün bir bakıyor bunları yapan tek kişi 2-3 defans oyuncusunu peşine takan juan pablo pino.. Bilhassa elano'nun Kaç ortasının çöpe gittiğini sayamadım.. Daha evvelinde dos santosları, lincoln'leri isteyerek(!) ya da istemeyerek gönderen bu futbol zekası ile dolu zeka küpleri emin olun bu kapasiteleri ile nice elanoları, misileri gönderecektir... Açın bakın gazeteleri kim mustafa sarp'ı yazacak kim elano'ya hatalı pas attı diye sallayacak...Bu adamlar robinho'lara, grafitilere pas atıyorlardı geldikleri yerde şimdi pas attığı adamlar süper çapraz koşulara sahip, müthiş futbol zekaları sarp, ayhan, barış özbek... Peki suçlu onlar mı, onlara oynatmak zorunda kalan teknik direktörler mi yoksa koca galatasaray'a super ligin en berbat yerli futbolcularını layık görüp hiçbir alternatif getirdiği teknik direktörlere hiç bir alternatif sundurmayanlar mı ? İmkansız arkadaş imkansız bu yerli futbolcuların istisnasız tamamı gönderilip yepyeni bir takım oluşturulmadıkça biz o günleri göremeyeceğiz, o güzel günleri göremeyeceğiz..Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-40029599467013156162010-10-26T00:46:00.000-07:002010-10-26T01:24:08.950-07:00Lorik<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPCmOC0P_NPC9sq0jp6sSbCfXzwwTU-Hw_iKJkE4ZuDddwyTpTYnQR58OLVp7lck-piZlYUni4U2cDFqXbO3zef-LQyj2ZRx9UTl3F9-x4NVnNh0CH2a6DQdGkIDk9cob3WGnyPS_JPawg/s1600/galatasaray-da-lorik-cana-soku.jpg"><img style="display: block; margin: 0px auto 10px; text-align: center; cursor: pointer; width: 320px; height: 243px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPCmOC0P_NPC9sq0jp6sSbCfXzwwTU-Hw_iKJkE4ZuDddwyTpTYnQR58OLVp7lck-piZlYUni4U2cDFqXbO3zef-LQyj2ZRx9UTl3F9-x4NVnNh0CH2a6DQdGkIDk9cob3WGnyPS_JPawg/s320/galatasaray-da-lorik-cana-soku.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5532258379639795410" border="0" /></a><br />Bu kadar cesur bir futbolcunun Rijkaard tarafından tercih edilmemesinin altında bizim dışardan göremediğimiz ancak florya'da dönen bazı gizli kapaklı dolaplar muhakkak vardır. Rijkaard'ın bu kadar cesaretli ve üç tane barış 10 tane sarp kapasitesindeki bir adamı oynatmaması altında teknik ve taktiksel mazeretlerin olduğunu düşünmüyorum bizim bilmediğimiz bir şeyler olmalı. Geçen günlerde Mustafa Yücedağ alınan hiçbir futbolcunun Rijkaard'ın listesinde olmadığını söylemişti. Bu açıklamayı da adnan polat'ın çok öncelerde ntv'de yaptığı "Cana'yı gerets'e danışarak aldık" açıklaması belgeliyordu. Belki onun bu kadar az şans bulması yönetime karşı teknik heyetin gösterdiği bir tepkiydi.. hala bazı şeylerin içi dolmuyor.. Rijkaard gibi bir adam kendisini defalarca ipten alabilecek bir Cana'yı, hollanda biletini almasında büyük pay sahibi olan, kaçak güreşçi sarp'a hatta barış özbek'e neden tercih etmez ? Dolmuyor bu çukurlar.. Masa başından ne sallasak boş.. Sorular uzar gider artık geleceğe bakmak gerek. Bir gün telegol gibi şaplagan bir program dahi olsa rijkaard'ın ya da neeskens'in iki yüzlülerin maskesini düşüreceği ve bu soru işaretlerine cevap vereceği bir yayın yapılmasını bekleyeceğim..<br /><br />Neill ile birlikte benim gözümde maçın yıldızıdır Cana. Yıllarca fenerbahçe'nin orta sahası, defansı hatta forveti'nin göstermiş olduğu sertlik karşısında tabir yerindeyse pısırık futbolcuların biat etmesi sebebi ile kepaze oluyorduk. 3 gün önce sahada iki tane adam vardı ki cesaretleri uzun yıllar kadıköy'de galatasaraylı bir futbolcuda göremeyeceğimiz türdendi. Karın boşluğuna 5 metreden çekilen şuttan sonra ayağa kalkıp ikinci şutu da kesmek nasıl bir hırstır bunu çözemedim ben. Demek bu futbolcunun her gittiği takımda kaptanlığa yükselmesindeki etken burada yatıyormuş. 30-40 bin kişinin ana avrat sövmesine aldırış etmeden gerekirse rakibin en çirkef futbolcusuna dahi tekmeyi savurmasında yatıyormuş. Elbet tekme kabul edilecek bir şey değil ama bu futbolcunun içindeki hırsın açık bir tezahürü ve yıllarca bizim kadıköy'de görmediğimiz bir arzu.. Rakibin taraftarı karşısında ezilen, korkan futbolculara o kadar alışmışız ki insan bu adamları görünce inanılmaz bir hayranlık duyuyor.. Hagi'nin futbol anlayışında Cana bir vazgeçilmez olacak bundan eminim. Sahada Hagi'nin hırsını yansıtıyor bu deli arnavut..Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-61359851018076495572010-10-20T12:17:00.001-07:002010-10-20T12:25:26.701-07:00Rijkaard'ı Uğurluyoruz !<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtS0YVPJ_VkAuQftSreKXWoA8Meg6qyn7btV_N81SVmQxU6IHypMUs0DyENmoHtNAk6Rdx6Vyn7dDDJ_gbp-Kwv-WDdnDbKmMGQ-KRVKlbRA-ZLkr-454-jXoEqnVmTfRL-ly4pSP9C4i4/s1600/frank.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 221px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtS0YVPJ_VkAuQftSreKXWoA8Meg6qyn7btV_N81SVmQxU6IHypMUs0DyENmoHtNAk6Rdx6Vyn7dDDJ_gbp-Kwv-WDdnDbKmMGQ-KRVKlbRA-ZLkr-454-jXoEqnVmTfRL-ly4pSP9C4i4/s320/frank.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5530210696699636610" /></a><div><br /></div>Eğer vaktim uyarsa bu çağrıya seve seve katılmak istiyorum. Bu gün haberi aldıktan sonra ne yaptığımın farkında bile değildim, ne kadar kötü olduğumu anlatamam çok sevmişiz ustayı.. Bir şeyler yapmak için şampiyonlar ligi şampiyonu apoleti ile milan'ı, arapların paralarını reddedip buranın yolunu tutmasını hayatım boyunca unutmayacağım bu mütevazi insanın..Gidişinin, adice sabote edilişinin bu kadar koyacağını hiç düşünmezdim.. bu güzel çağrı için fikir beyan eden herkese teşekkür ederim.. Galatasaray Türkiye'dir, tribünde dün terim'e "istifa" deyip, iki gün önce "rijkaard" a siktir çekenler değil ! Adi tezgahlara seyirci kalmamak için ustayı İstanbul'da ki son dakikalarında yalnız bırakmayalım ve galatasaray'ın ne kadar büyük olduğunı ispatlayalım. Ayrıntılar:<div><br /></div><div><a href="http://www.footballove.com/2010/10/20/rijkaardimizi-ugurluyoruz/">http://www.footballove.com/2010/10/20/rijkaardimizi-ugurluyoruz/</a></div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-5301065883172150102010-10-20T04:21:00.000-07:002010-10-20T04:40:23.328-07:00Sevinsin Kansızlar !<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAShgZCw90DZ7Tmaqwy5KUm2Qxm7BNebAXsg-QTSgCdioAtvj1mgsTXqTjYmsYKwb2v3Sn5CIQQNz5ParIfz7VPJ9TID2EOwLQTC6-3wYtDLcLYNnt_GLKT7fhpgbQ4zBZADbQr3DsmTsE/s1600/rijserv.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 229px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjAShgZCw90DZ7Tmaqwy5KUm2Qxm7BNebAXsg-QTSgCdioAtvj1mgsTXqTjYmsYKwb2v3Sn5CIQQNz5ParIfz7VPJ9TID2EOwLQTC6-3wYtDLcLYNnt_GLKT7fhpgbQ4zBZADbQr3DsmTsE/s320/rijserv.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5530091660349693938" /></a><br /><div>Sevinsin sporu sağlıklı yaşam için yapmayan profesyonel galatasaray düşmanı kansızlar, göbek atsın hocasını boykot edenler, kahkahalara boğulsun hocasının babası öldüğü gün maymunluk yapanlar, "kına yaksın bu sene hocamızın da son şansı" deyip yaptığı iğrençliği güvensizliğe mal edenler.. Başardınız; kalli ve skibbe'den sonunda Rijkaard'ın da başını yediniz. Çok hemde çok sevinmeniz lazım öyle böyle değil bu sefer başını yediğiniz adam dünyanın en elit teknik direktörlerinden biri, kabarsın koltuklarınız düzeniniz bir kere daha baskın çıktı.Gelmeden önce dünyanın sayılı takımlarını reddedip bir şeyleri başarmak, ispat etmek için çok daha ucuz bir paraya galatasaray'a koşan bir adamı yediniz, adam gibi adamı ! öyle ki hakan şükür gibi futbolcu eskisi, bu düzenin temelini atan bir adamda şu an geri dönmek üzere.. Hadi şimdi sevinme zamanı.. Hadi şimdi oynama zamanı ! Çıkın fener'i de yenin de bir kere daha sıvadığınız hocanızın beş para etmez biri olduğunu herkese ispat edin (!)Yaramıyor bize yaramıyor.. Biz tamamen farklı bir futbol ekolüyüz bitti artık o dönemler. Artık futbolcular önceden bir düşünürken şimdi bini düşünüyor.. Şu an rahmetli derwall gelse bu şebeklerin oyuncağı olurdu.. Tam zamanında gelmiş büyük alman, galatasaray'ın adının umut olduğu zamanlarda.. Yine söylüyorum seni hiç unutmayacağım büyük surinamlı.. Olur ya bir gün fener'e gitsen bile blogumda sağ köşede senin fotoğrafına yer vereceğim.. Her şeye rağmen adamsın usta ! Yolun açık olsun.. O kadar eminim ki gittiğin her yerde bunca şerefsizliğe maruz kalmana rağmen galatasaray'ın büyüklüğünü anlatacaksın.. Hemde seni kovduranları bildiğine rağmen.. O kadar insansın işte.. Çok üzgünüm, terim'in ilk gidişinde dahi bu kadar hüzünlenmemiştim.. O kendince haklı gerekçelerle gitmişti ama burada rijkaard "yalnız ve zavallı bir adam" olarak gitti, kovduruldu.. İçim acıyor...</div><div><br /></div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-49490451696197704502010-10-20T01:00:00.001-07:002010-10-20T02:11:43.902-07:00Galatasaray Tarihi Bunları Yazdı Mı ?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsGcTjoTS5QLNYEDJIRlBPRvBhV9ewEQVVdxKpihZewJqhdTzq6f-qepKBxlOvQ_26ZL-1icpWQzpQjm0geLznfEiArQxqjjlInyKdYsXJCirvIf6ieayc_Wa5C4W5bx-b8PuaAP7DUKT3/s1600/bursags.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 249px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgsGcTjoTS5QLNYEDJIRlBPRvBhV9ewEQVVdxKpihZewJqhdTzq6f-qepKBxlOvQ_26ZL-1icpWQzpQjm0geLznfEiArQxqjjlInyKdYsXJCirvIf6ieayc_Wa5C4W5bx-b8PuaAP7DUKT3/s320/bursags.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5530048598325876210" /></a>Hatırlıyorum da Lucescu'nun son senesinde takımda kötü bir gidiş vardı. Diyarbakırspor deplasmanında oynanan kötü futbol ve alınan beraberlik, bazı densizlerin çingene ithamlarına varan iğrenç ahkamları; Lucescu korkak futbol oynatması zırvaları, kariyerinde başarı yok ve inter'den de kovuldu gazları ile birleşince zavallı Rumen bir anda istenmeyen adam ilan edilip topun ağzına gelmişti. ancak Özhan Canaydın yönetimi kendisine büyük güven duyarak onu takımda tutmuş, üç kuruşluk tazminatını verip kolay olanı yaparak biletini kesmek yerine "dereyi geçerken at değiştirilmez" sözüne riayet etmişti. Hatta zamanın yöneticilerinden Aziz Üstel, Luce ile sarmaş dolaş gazetecilere poz vermiş " Galatasaray tarihinde sezon ortasında teknik direktör değişikliği göremezsiniz, dereyi geçerken at değiştirilmez Lucescu'ya güveniyoruz" diyerek Lucescu'yu sezon sonuna kadar takımda tutmuşlardı. Ondan sonra yapılan saçmalıklara daha doğrusu sezon sonunda luce'nin gönderilmesine gelmek istemiyorum. Benim için en önemli husus beyefendi özhan canaydın'ın kriz yönetiminde aldığı bu etik kararın galatasaray'a nasıl bir şampiyonluk getirdiğidir. Düşünün ligin bitimine 6-7 hafta kala luce gönderilip yerine başka biri gelseydi o kıt kadro ile üçüncü yıldızın takıldığı efsane şampiyonluk gelebilir miydi ? Hatta beni ilgilendiren asıl nokta o zamanlar aziz üstel'in söylediği "Galatasaray tarihinde sezon bitmeden teknik direktör değişikliği göremezsiniz" sözü idi. Belki o dönemler kapalı kapılar arkasında sezon sonlarına doğru fatih terim ile de görüşülmüştür ancak aziz üstel'in söylediği bu sözler hala kulaklarımda.. Birde şu ana bakıyorum gelecek tam anlamıyla geçmişi tekzip eder olmuş durumda. Sanki apayrı bir takımın tarihinden bahsediyormuş o dönemler Aziz Üstel. Hatta öyle bir tarih ki bu çok öncelerinden derwall'in söylediği "galatasaray'ın olduğu her yerde umut vardır" sözü dahi yalan olmuş durumda.<div><br /></div><div>Birde şimdiye bakalım.. Adnan Polat döneminde sezon ortasında değiştirilen teknik adamlara göz gezdirelim: Kalli yeniçeriler tarafından tahttan indiriliyor, takıma harika futbol oynatan skibbe suçu tartışılır bir maçtan sonra postalanıyor. Baros penaltıyı atsa, sabri garip bir şekilde kıçını kaldıracak dermanı bulup üçüncü golün yenmesine engel olsa kalacak olan skibbe apar topar postalanıyor... İşin daha iğrenci aylar öncesinden üç kuruşluk tazminatını vermekten bile imtina edildiği için istifaya zorlanılarak yardımcıları kovuluyor.. Bu mantık ile bakılırsa skibbe dönemi için yapılan " galatasaray tarihi böyle ağır yenilgileri kabul edemez" sözü geçmişte de değerlendirmeye alınsaydı ne Fatih Terim efsanesi ne de Lucescu efsanesi ortaya çıkardı.. Nitekim fatih terim döneminde de lucescu döneminde de sözümona kabul edilemeyecek ağır yenilgiler alınmıştı. Bu gün takım bir sezonda oynayabileceği en önemli maç olan fenerbahçe maçına çıkacakken teknik direktör Rijkaard sezon ortası dahi bitirilmeden yok ediliyor ve hala alternatifi bulunmuş değil. Hayati maçın başlamasına 3-4 gün kalmış, koca galatasaray'ı kimin yöneteceği belli değil inanılmaz bir durum. Taraftar 4-0 yenilgiye dahi şükreder duruma getirilmiş bu kesinlikle bir rezalettir. Bu adam istenmediği bir ortamda nasıl takıma konsantre olur, kendini sabote eden futbolcuların olduğu bir yapıda sahaya çıkan onbirine nasıl güvenebilir ? Servet'in yapacağı olası bir hatada nasıl art niyet aramaz ? Bu soruların cevabını gayet iyi bir şekilde bilmesi gereken yönetim artık iflah etmeyecek rijkaard yerine " tugay çık kardeşim fenerbahçe maçında takımı sen yönet bizde o vakitte adam gibi bir teknik direktör ile anlaşalım" teklifini nasıl sunamaz ? Bu raddeye gelmiş rijkaard'ın takıma malesef faydalı olamayacağı artık alenen belli.. Galatasaray yönetimi adnan polat döneminde fenerbahçeleştirilmiş duruma gelmiştir. Seneler önce dalga geçtiğimiz şeylerin aynen başımıza geleceğini hiç düşünmezdim.. Sezon ortasında gönderilen teknik direktörler, taraftara sus payı için transfer edilen futbolcular, takım içersindeki derin huzursuzluklar ve çeteleşmeler... Hatta bir itirafta daha bulunalım aziz yıldırım'dan bile daha kötü yönetiliyor şu an galatasaray yönetimi.. En azından aziz yıldırım takım içersinde yabancı futbolculara karşı düşmanlık besleyen çetenin kökünü kazımıştı.. Ancak bizimkiler değil yabancı düşmanlığı; teknik direktörü dahi gönderecek kudrete sahip olan bir güruhu postalamaktan dahi acizler.</div><div><br /></div><div>edit: bu postu yazarken gittiği haberi açıklandı. Güle güle güzel insan.. Seni hiç unutmayacağım, seni kovduranları bu noktaya getiren kansızları da hiç unutmayacağım !</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-41466084559355211272010-10-18T00:49:00.000-07:002010-10-18T01:04:51.911-07:00Fazlaydın Bu Ülkeye<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0LJyvVvhExScpNvyVltM-6IA3j2JlwV1fKEpzrYsseH3nPagKdXVttL4lS0RCsSBopaZQGtVYYTgr_HapdYAwl1PemTsUiHP4PWEaE160InCPskN44fEY-5qSdqPb-SGrGfg3VZfqnF6F/s1600/frank-rijkaard-idman-tek_b.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 221px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0LJyvVvhExScpNvyVltM-6IA3j2JlwV1fKEpzrYsseH3nPagKdXVttL4lS0RCsSBopaZQGtVYYTgr_HapdYAwl1PemTsUiHP4PWEaE160InCPskN44fEY-5qSdqPb-SGrGfg3VZfqnF6F/s320/frank-rijkaard-idman-tek_b.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5529290480981670322" /></a><br /><div>Bir şeyler yazacaktım ama sildim; hoşuma gitmedi, içimden gelmedi. Hiçbir arzum yok yazmak içinde. Nasıl olabilir ki dün ruhsuz bir futbol ile mağlup olmuşsun, kale fenerbahçe maçında aykut'a emanet kalmış, Baros büyük ihtimal bu maçta yok ve 4-0'a dahi sevinecek duruma gelmiş bir taraftar profili var... Ne denir, ne yazılır boş boş küfür etmek dışında ? Diyeceğim ufak tefek şeyleri özetlemek istiyorum: Hala ben kendisine güveniyorum ve bu iğrençlikler içersinde en az suçlu olarak kendisini görüyorum.. takımdaki hizipçiler gitmedikçe nice Rijkaard'lar, nice terimler, nice skibbe'ler harcanacaktır.. Bu oyunda en az suçlu olan hala kendisidir. Bir yandan geçen seneki kadrosunun içine edip saçma sapan bir kadro sunan yönetim, diğer yandan bazı kansız futbolcular.. Sahaya sürülen birkaç tane hain olursa ve bu hainleri kadro dışı bırakacak dahi lüksü olmadıkça değil Rijkaard mourinho bile bir şey yapamaz.. Şunu da biliyorum ki kazanılması değil fark yememenin imkansız olduğu fenerbahçe maçı kendisine final maçı olarak sunulacak ve muhtemel farktan sonra hollanda bileti verilecek. Çok üzülüyorum, sen bu ülkeye fazlaydın usta.. Hemde bizim içimizdeki kansızlara, hainlere çok çok fazlaydın... Dün imparator terim diyen; ikinci fatih terim döneminde "terim istifa" diye tempo tutanlara çok fazlaydın, kalli gibi bir adamı dahi yemeyi başarmış futbolcu düzeninin yıkılmaz temelini atan yönetime çok fazlaydın...</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-59938143626039492682010-10-08T02:23:00.000-07:002010-10-08T04:56:31.055-07:00Bunak Mıydı Devrimci Mi ?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimaihpqml_HvtW0X22MBzi-OYvbNMiSZRYN9FAsX809FHB3KtId0fT5BMLoKyJ3qIllVe22zeQirm3UXcdrxxJIvxOO1DXbx1QLd1CDNs04drX38TbGEv6eoap9jmElK3lqOHT2nak3BZJ/s1600/kalli.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 245px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimaihpqml_HvtW0X22MBzi-OYvbNMiSZRYN9FAsX809FHB3KtId0fT5BMLoKyJ3qIllVe22zeQirm3UXcdrxxJIvxOO1DXbx1QLd1CDNs04drX38TbGEv6eoap9jmElK3lqOHT2nak3BZJ/s320/kalli.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5525639748739603266" /></a><div><br /></div>Rahmetli Derwall'in "Galatasaray'ın olduğu yerde umut hiçbir zaman bitmez."sözününün günün birinde bu kadar kifayetsiz kalacağını hiç düşünmezdim. Ancak biraz etraflıca düşününce ustanın bu sözleri zamanında çim, toprak sahanın yutmuş futbolculara ve o zamanın "ali sami yen" cehenneminin temellerini atan taraftara ithafen söylediğini daha iyi anlıyorum. Eminim o büyük insan dirilse ve taraftarın basiretsizliğini, endüstiriyel futbolun karabasan gibi takıma çöküşünün fotoğrafını görse o sözlerinden dolayı büyük pişmanlık duyardı. Bu gün sahada değil 20 sene 3-4 sene önceki galatasaray bile yok. Hatta tıpkı abilerimizin, büyüklerimizin anlattığı gibi 14 senelik şampiyonluğun gelmediği dönemlerde oynayan "futbol tanımı" sınırları içerisindeki "kötü" futbolculardan eser bile yok. Onlardan kötü oldukları için değil, ruhsuz oldukları için bu durum böyle. Nazmi abi durumu çok güzel özetlemiş <a href="http://mahalletakimi.blogspot.com/2010/10/siz-adam-bile-degilsiniz.html">son yazısında</a>. <div><br /></div><div>Hocalarının babası vefat ediyor; ancak canla başla mücadele edeceği yerde futbolcular derin bir ruhsuzluk hezeyanı içinde. Ruhsuzluk yaptıkları adam kalli gibi aksi, fatih terim gibi despot olsa bir gerekçeleri olur ama melek gibi adam dışarıdan görülen. Genç bir futbolcusu sakatlanıp hastaneye kaldırıldığında onu gecenin bir köründe ziyaret edecek kadar tevazu sahibi, futbolcularını soyunma odasının kapısında bekleyip teşekkür edecek kadar düşünceli. Mükafat olarak bizimkiler takımı sabote edercesine rezil ve haince bir oyun ortaya koyuyorlar. Bir takımın ya da en basit tabirle lidere bağlı olan bir grubun bir amaç uğruna bu kadar ruhsuzca hareket etmesinin ve eylemde bulunmasının "hainlik" dışında başka bir izahı olamaz. Galatasaray'ın şu anki hali de bundan ibarettir. Dünyanın en elit teknik direktörüne dahi "istemezük" çeken bir futbolcu düzeni galatasaray'da hakimdir ve bu düzenin fenerbahçe karşısında neler yapabileceğini düşündükçe karnıma ağrılar giriyor, canım sıkılıyor. </div><div><br /></div><div>İşte bu düzen içersinde midemi bulandıran bir örnek: Skibbe'nin kovulduğu kocaelispor maçını bir kere daha anımsayın, yenilen gollerde sabri sarıoğlu'nun o motor takmışçasına koşabilecek kapasiteye sahip sabri sarıoğlu'nun özellikle üçüncü golde nasıl koşmadığını, nasıl masum tabir ile çaresiz kaldığını bir izleyin. Geçen sene Dos Santos'un pas atılmayarak nasıl sindirildiğini, lincoln'ün akbabalara yem edildiğini bir düşünün.. Bu ve diğer emsaller futbolcuya dayalı gücün tartışılmayacak örnekleridir. Takımda gücü ve iktidarı olan bir kaç futbolcu istemediği futbolcuyu postalatacak, hoşlanmadığı teknik direktöre uçak biletini verecek güce sahiptir. Yönetimin seyirci kalmaktan öte bu düzeni destekleyici hamleleri de işin cabası. Tıpkı sezon başında Servet Çetin'in kadro dışı bırakılmaması gibi. Düzenin yıkılmasına dair en ufak bir umudum dahi yok. Değil rijkaard yılların kurdu ununu elemiş, eli maşalı kalli bile bunlara tahamül edemeyip 7-8 hafta kala gemileri yakaraı istifasını verdi ya da kovulma durumuna getirildi.. O bile futbolcuya dayalı olan düzeni yıkmak için aldığı hamlelere destek bulamadı. Necati Ateş'i gönderdi, Sabri Sarıoğlu'nu kadro dışı bıraktı, Şükür'e alternatif olarak Nonda'yı getirdi, Arda'yı şımartmamak adına en iyi maçlarda dahi 60'ıncı dakikadan sonra oyundan aldı.. Şu düzeni yıkmak için çok emek verdi o yüzden kalli'ye bunak diye sallamadan önce lütfen şu yaptıklarını yapmak istediklerini bu günkü fotoğrafı gördükten sonra bir kere daha hatırlayalım.. Kovulmasa belki de galatasaray'ın geleceğini kurtaracaktı şampiyonluk gelmeyecekti belki de ama şu düzen yıkılacaktı, tarihe gömecekti yeniçeriliği !Kapalı kapılar arkasında Hasan Şaş ve Şükür'ün de takımdan uzaklaştırılacağı konuşuyordu ama futbolcu düzeni ve bunu destekleyen yönetim anlayışı yaşlı kurt kalli'yi ezdi ! Çok iyi hatırlıyorum sabri sarıoğlu'nun kadro dışı kaldığı iki üç aylık dönemden sonra çıktığı ilk fenerbahçe maçında "haksızlığa uğradım" minvali açıklamalarını, umarsızlığını, Kalliyi suçlayışını, affedilmesi için yeniçerilerin yaptığı toplantıları, düzenledikleri yemekleri..O yüzden bu düzen değişmeyecektir nice rijkaardlar kurtlara kuşlara parçalandırılacakdır. Ne maçlar sabote edilecektir.. Dediğim gibi maçı düşünmek istemiyorum çünkü bu düzenin varlığı ile beraber maçı düşündükçe facia görüntüleri gözümün önüne geliyor.. Futbolcuya dayalı düzen bu derece kudretini korudukça geleceğe dair hiçbir umudum yok.</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-51137428676945500712010-10-01T05:28:00.000-07:002010-10-01T05:41:09.847-07:00Muhasebe Mesleği<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoBEi2WwpsZkjzMiNesQEqdyAk1PhjXXit0Btv1b3a4DFspnXdjMKd-Eutm_h9Tat91gkSUWzwnHWmeqPgPR6ucrPT-lAc2IzXCrMMhB1brOTwWKLjKeO9nOE4aeEKVT6pxUnDEPsNomNn/s1600/malimusavir.gif"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 312px; height: 312px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoBEi2WwpsZkjzMiNesQEqdyAk1PhjXXit0Btv1b3a4DFspnXdjMKd-Eutm_h9Tat91gkSUWzwnHWmeqPgPR6ucrPT-lAc2IzXCrMMhB1brOTwWKLjKeO9nOE4aeEKVT6pxUnDEPsNomNn/s320/malimusavir.gif" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5523053554367172114" /></a><div>Yapmayınız, girmeyiniz, etmeyiniz, bulaşmayın bu mesleğe. dışardan bakıldığında masa başı, salla başı al maaşı gibi bir meslek olarak görülse de özellikle bunun serbest muhasebecilik,mali müşavirlik dalına hiç bulaşmayınız efendim.. illa ben muhasebeci olacağım diyorsanız gidiniz bi şirketin ön muhasebesinde fişleri faturaları giriniz ki bana sorarsanız ona bile yanaşmayınız sonuçta bu muhasebe denen meret her yerde aynıdır. Bunu işin içinde yedi sekiz senedir olan biri olarak söylüyorum..</div><div><br /></div><div>Muhasebeci olacak "ben muhasebeye aşığım arkadaş hayatımın mesleği, bütün gün parayla pulla uğraşacağım" diyen çok ince fikirli bireyler öncelikli olarak bir tıp fakültesi öğrencisi ile eşdeğerde bir öğrenim süresine tabi olacaklarını bilmelidir. Şöyle ki: 4 senelik iktisat işletme gibi lisans mezuniyetinizin ardından şak diye muhasebeci olamıyorsunuz tabiki. bu uzun maceranızın sadece ufak, devede kulak kalacak kısmı. bundan sonra bağlı bulunduğunuz ilin serbest muhasebe odasına başvurup ilk kaydınız için şu an 950 tl civarında olduğu öngörülen ve size 3 sınav hakkı tanıyan meblağyı odanın hesabına yatırıyorsunuz. kayıt sırasında size bağlı olacağınız muhasebe odası bayıldığınız 950 tl karşısında adresinize sınavla ilgili hiçbir belge göndermiyeceğini ve gelişmeleri internetten takip edeceğinizi söyleyerek ense tıraşınızı görüp sizi tıpış tıpış evinize yolluyor.. haa sanmayın ki size staj başlama sınavı ile ilgili kitaplar verilecek açık öğretimdeki gibi. tabiiki o da yok.. bundan sonra türkiye şartlarındaki sayısal ortalamaları göze alarak bir seçim yapmanız gerekiyor. ya başarı ihtimali daha yüksek olan bir kursa kayıt olup 1000-1500 ytl arasında bir bedel vereceksiniz ya da başarı ihtimali daha düşük olmakla beraber 100 lira civarında bir bedel vererek yaklaşık olarak 2300 sayfalık kitabı hafızlayacaksınız(2 ciltlik meydan larusse diyebilirm). seçimi yaptıktan sonra sınava gireceksiniz. 3 hakkınız var. eğer bu 3 hakta başarılı olamazsınız meslek odası kaydınız siliyor. yeniden kayıt olmak için şimdi 950 tl olan bedelin o zamanın enflasyon durumuna göre tekabül eden ücretini ödeyeceksiniz. haa çook sevdiğiniz muhasebecilik mesleğine erişmek için meslek aşkıyla, şevkle çalışarak sınavı kazandınız. iş burda da bitmiyor. bundan sonra sizi süresi 3 sene olan bir staj süreci bekliyor( birkaç sene öncesine kadar 2 sene idi). odanın belirlediği belli bir süreye kadar mutlaka bi staj yeri bulmalısınız. bulamazsanız game over oluyorsunuz. üniversite mezunlarının dahi tırım tırım iş aradığı bir ortamda odanız hiçbir yükümlülük ve sorumluluk almadan size kısacası ne pok yaparsan yap bi staj yeri bul diyor. neyse onu da buldunuz farz edelim. hadi 3 sene içersinde de çelik gibi bir sinire sahip olup kanunlarla, mükelleflerle uğraşarak stajı tamamladınız. muhasebeci mi oldunuz ? hayır !! bundan sonra da staj bitirme sınavı adı altında bir sınavla karşı karşıya kalıyorsunuz. ve bu sınav staj başlama sınavı gibi test usulü değil yazılı usulü. size tanınan 4 hakkınız var. eğer ki bu 4 hakta başarılı olamazsanız müstakbel meslek odası size 3 sene sonra buluşalım diyip bundan sonraki staj bitirme sınavınızı 3 sene sonraya alıyor yani 2010 yılı içersinde bu sınavı veremezseniz bir sonraki buluşmanız 2013. tamam bütün bunlara gerek kalmadan staj bitirme sınavını da yazılı usulü bitirdiniz. süpersiniz belgenizi aldınız. hemen bir hesap makinesi çıkarıp minimum öğrenim sürenizi hesaplayalım. üniversite'de 4 sene tırım tırım tırmaladınız. sonrasında 3 senelik staj süresi(kalma ihtimallerini saymıyorum) ortalama olarak 7 sene. yani devletimiz size o kadar değer veriyor ki bu pis işe sokmak için sizin sabrınızı, sinirinizi 7 sene test ediyor. evet bir doktorla eşit olarak okutuyor. neyse belgeyi aldınız işiniz bitti mi peki ? hayır !! şap diye dükkan açıpta piyasadaki bütün defterleri toplayacağınızı mı sanıyorsunuz ? kim hiç bilmediği ve mesleğe yeni giren birine aynı standartlar altında defter verip mali yükümlülüğünü devreder. birde odanın bütün muhasebecilerin aynı bedelden defter tutma standartı buna eklenince serbest muhasebe belgesi olan bir muhasebecinin piyasada tutunma şansı ne kadar olabilir ? </div><div><br /></div><div>İşin içine zorla girmiş, istemeye istemeye sokulmuş biri olmanın etkisinden midir bilmiyorum ama bu yazımı okuyan sevgili genç arkadaşlarım varsa girmeyin bu mesleğe kardeşim dinleyin beni. Abi, kardeş nasihati olarak görün söylediklerimi.. valla yazık, billaha yazık. genç yaşınızda yazık etmeyin kendinize. Şu an bu işin içinden çıkmayı, yeni bir iş uğruna herşeyi sıfırdan alıp ygs'ye dahi hazırlanmayı düşünüyorum.. Lise zamanı kafamda kalan bazı idealleri gerçekleştirmeyi ümit ediyorum, yaş 27 olmuş breeh. nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım...</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-74445335520784860332010-10-01T00:26:00.000-07:002010-10-01T01:41:05.158-07:00Servet Çetin Mevzusu<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOtQ6Gzx0NUDcNnuyiR9RAW2JxVJCzxbStePfZk3Hf7iqpg8rwX62pMttGzYLehT6xpwIQlT2vhCIC5w05NQ5T3lBOeo1dFtHvCAYrtBhVNZhAO8wqTxGVX4iXUY16ewU4onHf28317sQa/s1600/Servet+cetin.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 242px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOtQ6Gzx0NUDcNnuyiR9RAW2JxVJCzxbStePfZk3Hf7iqpg8rwX62pMttGzYLehT6xpwIQlT2vhCIC5w05NQ5T3lBOeo1dFtHvCAYrtBhVNZhAO8wqTxGVX4iXUY16ewU4onHf28317sQa/s320/Servet+cetin.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5522975963291251010" /></a><br /><div>Kadroya alınmadığını gecenin bir körü galatasaraysözlükte hakkında 6 tane entry girilince öğrendim. Net bir şekilde isabet bir karar olmuş ya da kötü bir karar oldu demek şu an yersiz. Nitekim galatasaray'ın Ayhan Akman ile birlikte en çok forma giyen futbolcusu.. Savunma onun yokluğunda nasıl bir performans göstereceğine dair bir testten geçmedi. Karabük maçında büyük ihtimal yerine Gökhan Zan oynayacak ama şundan da eminim ki seçme şansı olsaydı büyük çoğunluğumuz Servet'i seçerdi. Hele hele henüz doksan dakika çıkarmamış Gökhan Zan'ın yerine...Herşeye rağmen ilk fikrim bu noktadan sonra kesilip atılmasının savunmada handikap yaratma ihtimalinin daha fazla olduğu yönünde..</div><div><br /></div><div>Sezona çok kötü başladı. Özellikle sırp takımı ile oynanan maçta üçüncü sınıf futbolcular karşısında düştüğü komedi durum hala aklımda.. Sonraki maçlarda biraz olsun toparladı ama Rijkaard ile yaşadığı futbol dışı anlaşmazlık had safhaya varmış olacak ki bu gün kadro dışı... Fısıltı gazetesi hafta içerisindeki bir idmanda rijkaard ile ağız dalaşına girdiğini söylüyor ki bu kuvvetli bir ihtimal.. 2009-2010 sezonu itibari ile servet çetin ile rijkaard arasında bir soğuk savaş vardı. Hatta hatırlayalım Servet artık açık sözlülükten öte bir cesaret ile sezon başında "bu sene hocamızın da son şansı, onların da bana ihtiyacı var( onlar kim arkadaş ?) bık bık bık gibi" fütursuzca açıklamalarda bulunuyordu. Bu bir profesyonel futbolcuya yakışmayan açıklama. Nereden buluyor acaba bu cesareti ? O zaman sormazlar mı Servet'e kimsin sen kardeşim futbolcu musun başkan mısın diye ? Adnan Polat neden kendi işini ilgilendiren bu zırvalara seyirci kaldı ? Bir insanın böyle bir açıklamayı yapması için demeçlerine muhattap tarafa sevgi duymaması, saygı beslememesi lazım.. Bu gün takımda rijkaard yerine fatih terim olsaydı yine "hocamızın son şansı" diyebilir miydi acaba servet ya da hiddink ile ilgili milli takım kampında böyle konuşabilir miydi ? Belli ki alternatifsiz içersinde ne pahasına olursa olsun ne söylerse söylesin oynayacağını çok iyi biliyordu..Bir karar alınması gerekiyorsa bu saçma açıklamaları yaptığı gün alınmalıydı ama işte o kısıtlı kadro yapısı.. Yönetim, disiplin timsali yönetim sportif başarıyı "keita'nın satılma gerekçesi olan disiplinden" dahi önde tutarak servet çetin'i takımda tuttu.. Alternatifler transfer edilemediği için mevcut kadro yapısı içersinde Lucas Neill ile birlikte şans buldu fakat dayanma sınırı bu güne kadarmış.. Yokluğu takımı olumsuz yönde etkileyebilir, öyle ya da böyle yavaş yavaş form tutuyordu.. Balta halen kayıp, g. zan ondan kötü, ali turan güvensiz... Tam ritmi yakalarken bu kararın verilmesinin sıkıntı yaratmamasını temenni ediyorum. Keşke bu karar henüz takım olma hüvviyetinin oluşmadığı sezon başında verilseydi de takım ritmini o mevkiide başka bir futbolcu ile bulsaydı.. Gökhan zan bir maç bile doksan dakika oynamadan, ali turan sağ bekte heder olmadan önce radikal bir operasyon yapılsaydı.. Şundan eminim ki bu karar Rijkaard'ın tek başına aldığı bir karar değil, yönetim ile birlikte aldığı karar. Umarım yavaş yavaş ivmenin kazanıldığı haftalarda takımı tekrardan duraklatacak sonuçlar beraberinde gelmez.</div><div><br /></div><div>edit: Bu arada televizyonda yorumcu olarak görevini ifa eden derin galatasaray'ın kanatları altına alınacaktır, olası bir başarısızlıkta vurun abalıya misali onun üzerinden Rijkaard'a vurulacaktır.</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-531442073975276878.post-29462886466958032312010-09-30T07:23:00.001-07:002010-09-30T07:27:53.752-07:00Nice Senelere Büyük İnsan...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8KuaO9fI-AhBHeBg2EgwxdVyDX6lfdu4Iy_enzZhoOa0pal-rk5LU8nuVU7QQudMvbjSnoODPkVNgn2DD6oHkW8ykXAmnkQTzl24W2ggeUsqob8GY3Vy331sO7EGPd14qALxbmr0Q0oxB/s1600/ustaa.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 229px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8KuaO9fI-AhBHeBg2EgwxdVyDX6lfdu4Iy_enzZhoOa0pal-rk5LU8nuVU7QQudMvbjSnoODPkVNgn2DD6oHkW8ykXAmnkQTzl24W2ggeUsqob8GY3Vy331sO7EGPd14qALxbmr0Q0oxB/s320/ustaa.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5522712617242648530" /></a> <div>Değil kırk sekiz, elli sekize kadar şu takımda olmanı istiyorum usta. Her şeye rağmen sana güveniyoz hep bizimle kal...</div>Mario Jardelhttp://www.blogger.com/profile/10740529882408025251noreply@blogger.com0