25 Şubat 2010 Perşembe

Elano Keita ve Arda

0 yorum

Platini hiç boşuna 5-6 hakem getirmekle uğraşmasın isterse kale içine 5 tane daha hakem soksun, hatta 3 tane de orta olsun.. hakem olarak atadığı adamlar karar verebilecek yetenekten yoksun, lobilerden korkan, cesaretsiz olursa olacağı bu olur.. nitekim Caner'in pozisyonunun yardımcı hakem tarafından görülmemesi için hakemin görme ile ilgili bir özürü olması gerekirdi.. bu pozisyon o kadar açık bir pozisyondur.. ayrıca sadece o 5. kale arkası hakemi mi ? Yardımcıyı da sayarsak 3 çift göz o pozisyonda ne hikmetse ve nasıl bir korku ise penaltı çalacak cesareti gösterememiştir.. bunun başka izahı yok.. Platini boşu boşuna uğraşıyorsun usta oraya 5. hakem diye koyduğun orta hakem diye atadığın adamlar hakemliği geçtim "haysiyet" denen şeyden yoksun, olup birilerine şirin görünmenin hesabını yapıyorsa futbolda "hata" denen kavram o kadar da masum olmaz ya da o "hata" kavramının içersinde biz başka şeyler ararız..

Bu karar dışında maçın kilit noktası Elano'nun sakatlık ötürü dışarı çıktığı an olmuştur.. Orta sahanın her hali ile beyni olan bir adam Elano.. top kapmak, inanılmaz etkili uzun paslar atmak, şut çekmek ve herşeyden öte orta sahada yegane iyi top kullanan oyuncu olmak.. tam bir dinamo.. ne oldu o çıkınca peki.. muadili olarak oyuna dahil edilen ayhan akman gibi artık futbol kariyerinin son baharına gelmiş ve kapasitesi diyarbakırspor'da ancak top oynamaya yetecek bir adam giriyor.. top kapamıyor, pas atamıyor, şut çekemiyor, tehlikeli uzun pasları geçtim yanındaki adama dahi pas atamıyor... nitekim defansın sağ kanadı emanet edildiği gibi o kilit dakikadan sonra orta saha da atleticoya emanet ediliyor..işte galatasaray'ın en büyük sıkıntısı burda.. barış, ayhan, topal, sarp.. bunlar mıdır keitaların, ardaların, kewelların, barosların orta sahası.. uefa vizyonu finale ulaşmak olan takımın orta sahası değil pas yapmak kafa topuna bile çıkamıyorsa burda durup bir düşünmek lazım.. misal devre arasına gelmek lazım.. bilmiyorum laf söylemek istemiyorum, düştükten sonra herkes bir tekme daha vuracak cürreti bulabiliyor ama acaba elano'nun yanına uyumunu beklediğimiz ve kewell'ın da dönmesi halinde 2 alternatifi olan dos santos'un yerine bazı forumlarda ve çeşitli galatasaray bloglarında tam ortasahamızın istediği adam olarak gösterilen thomas hitzlsperger buraya monte edilemez miydi ? hatta bildiğim uefa kupasında oynama sıkıntısı da yoktu.. dediğim gibi düştükten sonra bir tekme atmaktan kolayı yok.. sağlık olsun..

korkularım bir bir gerçekleşti malesefki.. Servet'in, uğur'un, topal'ın ve sarp'ın patlamaya namzet olduklarını düşünmüştüm bu gün bu isimlerin oluşturduğu gedikler çok sevdiğimiz bir adamında başına iş açtı.. şu takımda laf söylenecek en son adam ama uğur uçar ile servet çetin'in bariz pozisyon hataları karşısında lucas neill'de hangisinin boşluğunu kapatabilirim derdiyle çok bocaladı.. normaldir.. kızılması gereken bir durum değildir.. servet ile uğur uçar arasına nesta, lucio, vidic gibi adamları koysan o da sersemler.. Hangi birine yetişsin 3 kişinin mevkiisine de el atmaya çalıştı.. Bu adam lider vasıflı bir adam ve gördüğü yerdeki aksaklıkları kapatmak içinde azami gayreti gösteriyor..

Uğur uçar diye bir futbolcu yok sahada.. Konyaspor'un karlı sahasında bırakmışız biz Uğur'u.. Şu hali ile sabri'ye nazaran ekstradan yaptığı yegane işi belki isabetli yaptığı bir kaç ortadır.. Malesef bunun dışında şu an mevcut hiçbir özelliği ise sabri sarıoğlu'ndan iyi değildir.. ne oldu bu uğur'a böyle ? bir oyuncu sakatlıktan sonra bu kadar dibe vuruyorsa orada büyük mental ya da fiziksel bazı eksiklikler olmalıdır muhakkak.. daha dün ibrahim üzülmez'i bu gün de simao'yu sol kanada demirletti.. normaldir.. ibrahim üzülmez'e bu kadar pozisyon veren bir adamın simao karşısında taş kesilmesini beklemektir esas mucize..

keita'ya ise flores büyük önlemler almış.. Gözlerden kaçmasa gerek sağ kanatta keita ne zaman topla buluşsa hemen dibinde 1 adam 4-5 metre ilersinde ise 2 adam keita'ya geniş alanda pozisyon imkanı tanımamak için hazır bulundu.. hani birini geçse öteki iki oyuncu çullanacak. bütün bunlara karşın kara inci yine mucize minvali gol attı ama malesef sonu olmadı..

Açıkçası Caner Erkin'e o kadar kızmıyorum.. uluslararası tecrübesi moskova ile birkaç orta düzey maça çıkmak olan ve genç milli takımda uluslararası maçlar oynayan bir adamın hırsına yenik düşmesi kabul edilebilir birşey.. nitekim keita bile fenerbahçe maçında yenik düştü hislerine.. düşünün 6 tane karar veren gözün önünde hakkınız gasp ediliyor.. hemde rakip bu kadar üstünüze gelirken mucize mukabili bir başka pozisyon türüyor ama o hakkınız gasp ediliyor.. caner de bu haksızlığı kaldıramadı.. İyi oyuncudur caner ve seneye bonservisi muhakkak alınmalıdır.. Bir talihsizlik sonucunda "vurun abalıya" durumuna getirilmemelidir.. O disiplin rijkaard'a aittir.. Ha rijkaard demişken ondan da biraz bahsetmek gerek.. 16 kişi arasından yazılabilecek en muhtemel kadro ile çıktı sahaya.. Forvetsiz.. Nitekim ikinci yarıda elanosuzda kaldı.. O dakikadan sonra da galatasaray forması giyip sahaya çıkamadığı için bir yığın beceriksizin dolduğu takımı için teknik taktik anlamda birşey veremedi.. sahada oynayan en az 6-7 adam rijkaard'ın kafasındakileri hiçbirşekilde yapamayacak adamlardı..Nitekim ayhan akman girdikten sonra görülmüştür herşey.. Acaba rijkaard'ın tercümanı ayhan oyuna girmeden önce hangi direktifleri ayhan'a iletti ? ayhan neleri yaptı ? Hani o sahada gördüğümüz ayhan akman hareketlerini istememiş olsa gerek..

Sözün özü sabri sarıoğlu galatasaray'ın sağ beki olur ama barış özbek, mehmet topal, mustafa sarp ve ayhan akman'ı bir araya getirsen hiçbiri galatasaray'ın orta sahasında oynayamaz ve bu takımın topçusu olamaz.. rijkaard teknik bir zeka olabilir ama o zekayı hayata geçirmek belli bir futbol zekasına erişmiş akıllı futbolcunun işidir.. şu bir gerçek bu futbolcular olduğu müddet daha çok saç baş yolunacaktır..

23 Şubat 2010 Salı

Güiza Meselesi

0 yorum


Yazıktır.. Dün küfür ettikten sonra o halini görüp hala sülaleden bacıya giden birileri varsa o kişi insan değildir.. Başka bir organizmadır, başka bir varlıktır.. Bu gün bu hallere düşmesinde hepsini geçtim bir insan olarak dibe vurup göz yaşları ile kulübeye oturmasında temel sebep cristoph daum'dur.. Adamın bir haline bakın kim acaba güiza'nın o sakalları tarz yapmak için bıraktığını düşünüyor ? Her haliyle psikolojisinin çöktüğü belli.. değil 90 dakika 10 dakikayı bile zor kaldırır şu hali ile.. Kolay şey değil bunlar.. İspanya milli takımına giren bir insansınız öyle ya da böyle o milli takımda torres ile villa'nın arkasında zaman zaman forma şansı bulacak bir popüleriteniz var.. eski eşiniz fahişelikle suçlanıyor, oynadığınız takımda küfür üstüne küfür yiyorsunuz.. Sokağa çıksanız tekme tokat girişecekler.. Normal şartlar altında herhalde bir insan "hoca oynatma beni dayanamıyorum artık" diyip affını isterdi ama hala bu adam sanki hem oyuncu hem teknik direktör muamelesi görüp zorla kendisini oynatıyormuş gibi tepki çekiyor.. Aslında bu türk futbolunda sadece fenerbahçe'ye özgü bir durumda değil.. Bizde vakti zamanında hırsımızla yaptığı onca hizmete rağmen nonda'ya çok kızdık, saydırdık ama giderken hoş anıları ile hatırlandı.. İşte burdaki temel etken frank rijkaard faktörüdür.. Teknik direktörler arasındaki mentalite farkıdır.. Eğer malum antep maçında rijkaard o değişikliği yapsa bu gün basına verilen malzemeler ile beraber nonda'ya dair farklı şeyler konuşurduk.. Türk futbolunun bizim futbola bakışımızın özelliği böyle ve değişmezde.. Lütfen artık premier ligte küme düşen takımını alkışlayan seyirci ile de bizim seyircimiz mukayese edilmesin.. Kendimi bildim bileli taraftarın bakış açısında gıdım ilerleme olmazken bundan sonra hiç olmaz.. Malesef böyleyiz biz işte.. Kabul edelim bazı şeylere kendimizi ne kadar kaptırdığımızı..

çok değil bir kaç hafta öncesine geri gidelim.. galatasaray - gaziantepsor maçı.. hava buz, saha ağır.. pozisyon üretmek, gol atmak şartlar gereği çok zor ve galatasaray'ın forveti güiza'dan kesinlikle daha basiretsiz shabani nonda'ya emanet edilmiş halde.. bu konuda herkesle iddiaya girerim nonda güiza ile mukayese edilirse özellikle sezonun ikinci yarısında toplu ya da topsuz 20 metre bile koşmamış, depar atmamıştır basiretsizliğinden.. ha konuya geri dönelim ne oluyor bu zor maçta ? mucize gerçekleşmiyor ve o basiretsiz nonda yine saç baş yoldurup birde üstüne rezalet bir vuruşla penaltı kaçırarak attığı o efsane golleri unutturup yuhalamalar ile beraber taraftarca "defol ulan artık yeter be" hissiyatı ile ayağına top geldiğinde homurdanmalardan öte yuhalamaya başlanıyor.. kenarda da jo'nun olması tepkinin şiddetini daha da arttırıyor.. elimizde 24 milyon euroluk potansiyel yetenekli bir brezilyalı varken neden hala bu nonda ? rijkaard ne yapıyor ? jo'yu ısındırıyor.. televizyon başında ve tribündeki adam ne diyor ? neyse oh be nihayet nonda çıkıyor defol git ulan artık! diyor büyük bir çoğunluk maçında psikolojisi ile.. ama bir bakıyorsunuz maçın en iyi adamı elano çıkıyor ve maçın en kötüsü nonda sahada kalıyor.. tabi maçın psikolojisi ile olayı büyük bir çoğunluk anlayamıyor, hatta ne akla hizmet bu değişikliğin yapıldığını sorguluyor, hayretler ediliyor.. takımın en rezil adamı, üstelik moral olarak dibe vurmuş halde iken bu hali ile takımı 1 kişi eksik oynatırken neden sahada duruyorda en iyi adam elano çıkıyor ? ancak aradan birkaç gün geçip maçın sıcaklığı azaldıkça mantıklı kafalar bu sorunun cevabını anlıyor.. dos santos'un geldiği ve akabinde anakonda'nın sözleşmesi fesh edildiği gün cevap daha net ortaya çıkıyor.. giderken kimse onu son birkaç sezon yapamadıkları, yapmak istemedikleri ile değil geldiği sezon yaptıkları, attığı efsane goller ile hatırlıyor.. kıssadan hisse rijkaard herşeyden önce "insanlık" diyerek nonda'yı aslanların önüne atmıyor.. işte iki teknik adam arasındaki mentalite farkı ve anlayış farkı burdan ileri geliyor.. seversiniz ya da sevmezsiniz hatta itiraf edeyim bende çok dalga geçmişimdir ama eski eşi fahişelikle suçlanmış, kaçırdığı gollerden sonra yediği küfürler ile karakter diye birşeyi kalmamış ve her halinden psikolojisi çok bozuk olduğu alenen belli olan bu adamı boğaz köprüsünde intihar edecek noktaya getiren getiren esas adam cristoph daum'dur.. malum maçta güiza'yı kurtarmak (insanlık olarak) için yapacağı tek şey onu oynatmamaktı.. elinde çok sağlam alternatifleri de varken bunu yapmak bu kadar imkansız olmasa gerek.. hani gökhan ünal ? hani semih şentürk vardı birde ? tamam bi halt ettin oynattın da öyle "çıkarmıyacam ulan" şovları yapıp sonra bir anda herife bunca acısından sonra darbe indirmenin anlamı nedir ?

Şu halini gördükten sonra hala küfür edenler var ya.. Yazıklar olsun, insanlığınıza yazıklar olsun..

11 Şubat 2010 Perşembe

Mehmet (ortasaha) Topal

2 yorum


emre güngör ve lucas neill ikilisinin yenilen 2 gole rağmen istikrar anlamında kesinlikle bozulmaması gereken maç.. gollerde hiçbir kabahatleri yok, ayrıca lucas neill'de müthiş bir özgüven var.. bu özgüven'i servet'in özgüveni ile karşılaştırmamak gerek, hatta yan yana bile koyulamaz.. top adamın ayağına geldiğinde riskli hareketler yapsa, ileri çıksa bile bir çekinceniz olmuyor.. dünkü maçta çok yaptı bunu, hatta bir keresinde abartıp 2-3 kişinin arasına attı kendini ama yine de o özgüvenin premier lig tecrübesinden, avusturya milli takımının kaptanı olmasından geldiğini bilince korkmuyor, bilakis fayda bekliyorsunuz.. servet gibi dangıl dungul gitmiyor..

galatasaray'ın bu sezon kanayan en büyük yarası mehmet topal'dır.. hatta mevkiisi kangren oldu ve onun yarası bütün takıma sirayet ediyor.. mehmet topal şu hali ile değil galatasaray belediyespor'un orta sahasında bile oynayamaz.. hatırlayın o belediyenin orta sahası 1-1 biten ve hüseyin göçek'e çullanılan maçta bizim defansı nasıl geriye yaslamıştı.. birde topal'a bakın.. kime top atacağından aciz, ayağına top geldiğinde ne yapacağı konusunda kararsız, özgüveni bitmiş, vasıfsız bir adam haline dönüşmüş bülent akın'ın ruhu dolaşıyor sahada.. ne oldu bu çocuğa ? bildiğimiz kadarıyla öyle gündemde olan bir özel hayatıda yok ama kariyerinin en kötü sezonunun frank rijkaard dönemine denk geldiği ve dibe vurduğu ortada.. ayhan'dan, barış'tan dem vuruyoruz ama şunu kabul edelim şu anki barış topal'dan daha iyi.. en azından orta kesebiliyor.. zira koşmaksa barış'ta topal'ın yaptığı koşuları, presleri yapıyor ama o ilkel, ne yapacağını şaşırmış, idrak edene kadar da rakibin ayağından top aldığı hali yok mu delleniyorum.. oynayamazsın topal, silkelen artık formasını giydiğin takım dardanelspor değil böyle büyük bir antrenörle çalışmanın, takımda oynamanın değerini bil artık.. şu sezon bir kere de "hayali pres" faaliyetlerin dışında olumlu iş yapta görelim.. Bu gün galatasaray kaybettiyse öncelik 4-6-0, santos'un forvet oynaması, arda'nın orda burda oynamasının tartışılmasından ziyade budur.. Makinenin dişlilerinden birkaçı değil, biri bile dönmezse o makine çalışmaz..

mustafa sarp'ın da iyi olmadığını söylemek gerek.. 3 gol pozisyonuna girdi.. 2 sini beceriksizlik sebebiyle, bir diğerini de ömer çatkıç'ın şahsi becerisi ile gol yapamadı..tamam hadi bu duruma defans ağırlıklı adamdır diye bir kılıf uyduralım da necati ateş'in son golünde sağlam bir şarj yapsa, buyur kale boş at kardeş demek yerine o "defans oyunculuğu" yönünü kullanıp nizami şarjla rakibini savursa kahraman olacak ama o ne yaptı ? topun peşinde koşup buyur necati baba kale boş dedi.. aslında birşey dememek gerek malzeme bu.. anadolu takımından 28 yaşında büyük bir takıma gelen, teknik yeterlilikleri ve futbol zekası kısıtlı olan bir adamdan iyi niyet dışında fazla birşey beklememek gerek.. ama yine de soruyorum işte topal ile sarp'ı birleştirsen bir linderoth ederler mi diye ?

santos'tan her ne kadar ümitsiz olsamda bu maçta bu kadar vasat olmasında caner erkin'in büyük katkısı olduğunu söylemek lazım.. tamam maçın iyiysiydi, golüde klastı, ilk yarıdaki şutu da olağanüstü idi ama caner'de ilginç bir huy var, çözülmez birşeyler.. son kayseri maçında da bunu yaptı.. keita kendini yırtmasına rağmen onunla oynamadı, kanat akınını kendi başlatmak istedi ve defalarca bunu denedi.. keza bu günde santos'u kaç tane müsait pozisyonda bizzat gördük ama caner yine pas atmak yerine atağı kendi başlatmayı seçti.. ortada iki şey var ya caner gereksiz şekilde kahraman olmak istiyor ya da yabancılara garezi var..teknik yeterlilikleri onu kahraman yapabilir ama futbol'un özellikle galatasaray'ın takım oyununa dayalı futbolunun bu tarz kahramanlıklara uygun olmadığını rijkaard anlatıyordur caner'e sanırım..

elano olağanüstü.. sanırım rijkaard'ın talimatlar ama geriye gidip basmaktan dolayı herhangibir sıkıntısı yok.. kaç top kesti, ayağına giden kaç toptan tehlike doğdu sayamadım.. yavaştan aldığı paraları hakketmeye başlıyor.. sezon başında "maldonado lan bu" diyenlerin sesleri duyulmaz oldu ?

son olarak galatasaray gibi bir takımın böyle kupayı önemsememe gibi bir lüksü yoktur..5 sene oluyor.. eğer türkiye takımını en çok alan takım olarak övünüyorsan içinde bulunan durumun hafiften ve sinsice fenerbahçe'nin türkiye kupası vukuaatine vardığını bileceksin.. Birkaç sene daha bu kupayı alamaz, önemsemezsek fenerbahçe'de oluşan baskıya benzer bir baskı bizim üzerimizde de oluşacak.. bu kupa bu kadar önemsiz olamaz... türkiye kupasını 14 kez aldığını söyleyip bununla övünüp önemsiyorsan sözünün ağırlığına göre oynayacaksın.. Üzücü.. Fenerbahçe'ye 24 sene sonra alacağı kupa hayırlı olsun.. Artık final maçında golü atacak olan semih ya da özer'in isimleri o gün doğan çocuklara verilir

Related Posts with Thumbnails

Kimsin Sen ?

 
Super Mario Jardel - Template By Blogger Clicks