23 Şubat 2010 Salı

Güiza Meselesi


Yazıktır.. Dün küfür ettikten sonra o halini görüp hala sülaleden bacıya giden birileri varsa o kişi insan değildir.. Başka bir organizmadır, başka bir varlıktır.. Bu gün bu hallere düşmesinde hepsini geçtim bir insan olarak dibe vurup göz yaşları ile kulübeye oturmasında temel sebep cristoph daum'dur.. Adamın bir haline bakın kim acaba güiza'nın o sakalları tarz yapmak için bıraktığını düşünüyor ? Her haliyle psikolojisinin çöktüğü belli.. değil 90 dakika 10 dakikayı bile zor kaldırır şu hali ile.. Kolay şey değil bunlar.. İspanya milli takımına giren bir insansınız öyle ya da böyle o milli takımda torres ile villa'nın arkasında zaman zaman forma şansı bulacak bir popüleriteniz var.. eski eşiniz fahişelikle suçlanıyor, oynadığınız takımda küfür üstüne küfür yiyorsunuz.. Sokağa çıksanız tekme tokat girişecekler.. Normal şartlar altında herhalde bir insan "hoca oynatma beni dayanamıyorum artık" diyip affını isterdi ama hala bu adam sanki hem oyuncu hem teknik direktör muamelesi görüp zorla kendisini oynatıyormuş gibi tepki çekiyor.. Aslında bu türk futbolunda sadece fenerbahçe'ye özgü bir durumda değil.. Bizde vakti zamanında hırsımızla yaptığı onca hizmete rağmen nonda'ya çok kızdık, saydırdık ama giderken hoş anıları ile hatırlandı.. İşte burdaki temel etken frank rijkaard faktörüdür.. Teknik direktörler arasındaki mentalite farkıdır.. Eğer malum antep maçında rijkaard o değişikliği yapsa bu gün basına verilen malzemeler ile beraber nonda'ya dair farklı şeyler konuşurduk.. Türk futbolunun bizim futbola bakışımızın özelliği böyle ve değişmezde.. Lütfen artık premier ligte küme düşen takımını alkışlayan seyirci ile de bizim seyircimiz mukayese edilmesin.. Kendimi bildim bileli taraftarın bakış açısında gıdım ilerleme olmazken bundan sonra hiç olmaz.. Malesef böyleyiz biz işte.. Kabul edelim bazı şeylere kendimizi ne kadar kaptırdığımızı..

çok değil bir kaç hafta öncesine geri gidelim.. galatasaray - gaziantepsor maçı.. hava buz, saha ağır.. pozisyon üretmek, gol atmak şartlar gereği çok zor ve galatasaray'ın forveti güiza'dan kesinlikle daha basiretsiz shabani nonda'ya emanet edilmiş halde.. bu konuda herkesle iddiaya girerim nonda güiza ile mukayese edilirse özellikle sezonun ikinci yarısında toplu ya da topsuz 20 metre bile koşmamış, depar atmamıştır basiretsizliğinden.. ha konuya geri dönelim ne oluyor bu zor maçta ? mucize gerçekleşmiyor ve o basiretsiz nonda yine saç baş yoldurup birde üstüne rezalet bir vuruşla penaltı kaçırarak attığı o efsane golleri unutturup yuhalamalar ile beraber taraftarca "defol ulan artık yeter be" hissiyatı ile ayağına top geldiğinde homurdanmalardan öte yuhalamaya başlanıyor.. kenarda da jo'nun olması tepkinin şiddetini daha da arttırıyor.. elimizde 24 milyon euroluk potansiyel yetenekli bir brezilyalı varken neden hala bu nonda ? rijkaard ne yapıyor ? jo'yu ısındırıyor.. televizyon başında ve tribündeki adam ne diyor ? neyse oh be nihayet nonda çıkıyor defol git ulan artık! diyor büyük bir çoğunluk maçında psikolojisi ile.. ama bir bakıyorsunuz maçın en iyi adamı elano çıkıyor ve maçın en kötüsü nonda sahada kalıyor.. tabi maçın psikolojisi ile olayı büyük bir çoğunluk anlayamıyor, hatta ne akla hizmet bu değişikliğin yapıldığını sorguluyor, hayretler ediliyor.. takımın en rezil adamı, üstelik moral olarak dibe vurmuş halde iken bu hali ile takımı 1 kişi eksik oynatırken neden sahada duruyorda en iyi adam elano çıkıyor ? ancak aradan birkaç gün geçip maçın sıcaklığı azaldıkça mantıklı kafalar bu sorunun cevabını anlıyor.. dos santos'un geldiği ve akabinde anakonda'nın sözleşmesi fesh edildiği gün cevap daha net ortaya çıkıyor.. giderken kimse onu son birkaç sezon yapamadıkları, yapmak istemedikleri ile değil geldiği sezon yaptıkları, attığı efsane goller ile hatırlıyor.. kıssadan hisse rijkaard herşeyden önce "insanlık" diyerek nonda'yı aslanların önüne atmıyor.. işte iki teknik adam arasındaki mentalite farkı ve anlayış farkı burdan ileri geliyor.. seversiniz ya da sevmezsiniz hatta itiraf edeyim bende çok dalga geçmişimdir ama eski eşi fahişelikle suçlanmış, kaçırdığı gollerden sonra yediği küfürler ile karakter diye birşeyi kalmamış ve her halinden psikolojisi çok bozuk olduğu alenen belli olan bu adamı boğaz köprüsünde intihar edecek noktaya getiren getiren esas adam cristoph daum'dur.. malum maçta güiza'yı kurtarmak (insanlık olarak) için yapacağı tek şey onu oynatmamaktı.. elinde çok sağlam alternatifleri de varken bunu yapmak bu kadar imkansız olmasa gerek.. hani gökhan ünal ? hani semih şentürk vardı birde ? tamam bi halt ettin oynattın da öyle "çıkarmıyacam ulan" şovları yapıp sonra bir anda herife bunca acısından sonra darbe indirmenin anlamı nedir ?

Şu halini gördükten sonra hala küfür edenler var ya.. Yazıklar olsun, insanlığınıza yazıklar olsun..

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails

Kimsin Sen ?

 
Super Mario Jardel - Template By Blogger Clicks