20 Ekim 2010 Çarşamba

Galatasaray Tarihi Bunları Yazdı Mı ?

Hatırlıyorum da Lucescu'nun son senesinde takımda kötü bir gidiş vardı. Diyarbakırspor deplasmanında oynanan kötü futbol ve alınan beraberlik, bazı densizlerin çingene ithamlarına varan iğrenç ahkamları; Lucescu korkak futbol oynatması zırvaları, kariyerinde başarı yok ve inter'den de kovuldu gazları ile birleşince zavallı Rumen bir anda istenmeyen adam ilan edilip topun ağzına gelmişti. ancak Özhan Canaydın yönetimi kendisine büyük güven duyarak onu takımda tutmuş, üç kuruşluk tazminatını verip kolay olanı yaparak biletini kesmek yerine "dereyi geçerken at değiştirilmez" sözüne riayet etmişti. Hatta zamanın yöneticilerinden Aziz Üstel, Luce ile sarmaş dolaş gazetecilere poz vermiş " Galatasaray tarihinde sezon ortasında teknik direktör değişikliği göremezsiniz, dereyi geçerken at değiştirilmez Lucescu'ya güveniyoruz" diyerek Lucescu'yu sezon sonuna kadar takımda tutmuşlardı. Ondan sonra yapılan saçmalıklara daha doğrusu sezon sonunda luce'nin gönderilmesine gelmek istemiyorum. Benim için en önemli husus beyefendi özhan canaydın'ın kriz yönetiminde aldığı bu etik kararın galatasaray'a nasıl bir şampiyonluk getirdiğidir. Düşünün ligin bitimine 6-7 hafta kala luce gönderilip yerine başka biri gelseydi o kıt kadro ile üçüncü yıldızın takıldığı efsane şampiyonluk gelebilir miydi ? Hatta beni ilgilendiren asıl nokta o zamanlar aziz üstel'in söylediği "Galatasaray tarihinde sezon bitmeden teknik direktör değişikliği göremezsiniz" sözü idi. Belki o dönemler kapalı kapılar arkasında sezon sonlarına doğru fatih terim ile de görüşülmüştür ancak aziz üstel'in söylediği bu sözler hala kulaklarımda.. Birde şu ana bakıyorum gelecek tam anlamıyla geçmişi tekzip eder olmuş durumda. Sanki apayrı bir takımın tarihinden bahsediyormuş o dönemler Aziz Üstel. Hatta öyle bir tarih ki bu çok öncelerinden derwall'in söylediği "galatasaray'ın olduğu her yerde umut vardır" sözü dahi yalan olmuş durumda.


Birde şimdiye bakalım.. Adnan Polat döneminde sezon ortasında değiştirilen teknik adamlara göz gezdirelim: Kalli yeniçeriler tarafından tahttan indiriliyor, takıma harika futbol oynatan skibbe suçu tartışılır bir maçtan sonra postalanıyor. Baros penaltıyı atsa, sabri garip bir şekilde kıçını kaldıracak dermanı bulup üçüncü golün yenmesine engel olsa kalacak olan skibbe apar topar postalanıyor... İşin daha iğrenci aylar öncesinden üç kuruşluk tazminatını vermekten bile imtina edildiği için istifaya zorlanılarak yardımcıları kovuluyor.. Bu mantık ile bakılırsa skibbe dönemi için yapılan " galatasaray tarihi böyle ağır yenilgileri kabul edemez" sözü geçmişte de değerlendirmeye alınsaydı ne Fatih Terim efsanesi ne de Lucescu efsanesi ortaya çıkardı.. Nitekim fatih terim döneminde de lucescu döneminde de sözümona kabul edilemeyecek ağır yenilgiler alınmıştı. Bu gün takım bir sezonda oynayabileceği en önemli maç olan fenerbahçe maçına çıkacakken teknik direktör Rijkaard sezon ortası dahi bitirilmeden yok ediliyor ve hala alternatifi bulunmuş değil. Hayati maçın başlamasına 3-4 gün kalmış, koca galatasaray'ı kimin yöneteceği belli değil inanılmaz bir durum. Taraftar 4-0 yenilgiye dahi şükreder duruma getirilmiş bu kesinlikle bir rezalettir. Bu adam istenmediği bir ortamda nasıl takıma konsantre olur, kendini sabote eden futbolcuların olduğu bir yapıda sahaya çıkan onbirine nasıl güvenebilir ? Servet'in yapacağı olası bir hatada nasıl art niyet aramaz ? Bu soruların cevabını gayet iyi bir şekilde bilmesi gereken yönetim artık iflah etmeyecek rijkaard yerine " tugay çık kardeşim fenerbahçe maçında takımı sen yönet bizde o vakitte adam gibi bir teknik direktör ile anlaşalım" teklifini nasıl sunamaz ? Bu raddeye gelmiş rijkaard'ın takıma malesef faydalı olamayacağı artık alenen belli.. Galatasaray yönetimi adnan polat döneminde fenerbahçeleştirilmiş duruma gelmiştir. Seneler önce dalga geçtiğimiz şeylerin aynen başımıza geleceğini hiç düşünmezdim.. Sezon ortasında gönderilen teknik direktörler, taraftara sus payı için transfer edilen futbolcular, takım içersindeki derin huzursuzluklar ve çeteleşmeler... Hatta bir itirafta daha bulunalım aziz yıldırım'dan bile daha kötü yönetiliyor şu an galatasaray yönetimi.. En azından aziz yıldırım takım içersinde yabancı futbolculara karşı düşmanlık besleyen çetenin kökünü kazımıştı.. Ancak bizimkiler değil yabancı düşmanlığı; teknik direktörü dahi gönderecek kudrete sahip olan bir güruhu postalamaktan dahi acizler.

edit: bu postu yazarken gittiği haberi açıklandı. Güle güle güzel insan.. Seni hiç unutmayacağım, seni kovduranları bu noktaya getiren kansızları da hiç unutmayacağım !

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails

Kimsin Sen ?

 
Super Mario Jardel - Template By Blogger Clicks