Geliş haberini bir sabah öğrenmiştim. O zamana kadar oynadığın futbola dair en ufak bir bilgim dahi yoktu. galatasaray.org'ta öğrendiğim haberden sonra hemen dailymotion'da senin videolarına baktım. Genelde videoların lyon'dan önceki takımında oynadığın futbola aitti. Daha ilk izlenimimde türk futbolunda eşi benzeri görülmemiş yetenekte bir futbolcu aldığımıza kanaat getirmiştim. O çalımlar, sürat, metrelerce top sürdükten sonra dahi inanılmaz bir denge... Nitekim geldin Türkiye'ye.. Florya'da "selamınaleyküm" diyerek Haldun Üstünel'in yanında çaktın imzanı. Haldun Üstünel o gün bir bomba transferin daha geleceğinin müjdesini vermişti. İnanılmaz bir durumdu bu... Pireslerin, Gallardoların, İnsuaların kapısından dönen takım bu gün büyük futbolcuları kadrosuna katıyordu.. Haldun Üstünel'in ağzından çıkan bu laflardan sonra da herkes avrupa futbolunun çok önemli bir futbolcusunun transfer edileceğini biliyordu.. Bir kaç hafta sonra da Elano'nun haberi geldi.. Rüyada gibiydik.. Başımızda dünyanın en büyük teknik direktörlerinden biri ve türkiye standartlarının çok üstünde bir futbol takımı.. Uyum sürecinden sonra her şey o rüyaya yakışır gibi gitti.. Önce israil takımına karşı attığın muhteşem vole golü, sonrasında letonya takımına attığın ve attırdığın goller.. Çok iyi hatırlıyorum maçı izlediğim kahveyi daha ilk günlerinde "la la la la la abdul kader keita" diye inletmiştin... 7-8 hafta o rüyada kaldık.. Sonra karşı yakanın takımı ile oynanan maçta rüya kabusa döndü.. Sinirlerine hakim olamamış, carlos denen tahrikçinin kurbanı olarak çaktığın yumruk ile oyundan atılmıştın.. Tabi bundan sonra Türk futboluna marka değeri olan kim geldiyse itin bir yerine sokan medya devreye girdi.. Seni numaracılıkla, takım oyuncusu olmamakla suçladı... Bütün bunlara rağmen biz hep seni koruduk; sami yen'i, maçı izlediğimiz kahveyi abdul kader keita diye inlettik. Ama sana bizim gösterdiğimiz sevginin en ufağını bile göstermeyen patronların senin biletini kesmeye başlamışlardı.. Sezon bitti, dünya kupasında hepimiz senin için fildişili olduk; maçlarını izleyebilmek için mesaimizi erken bitirdik. Yeter ki bu akılalmaz adamı yedekte kalsa oyuna girdiğinde on beş dakika izleyelim diye.. Ancak biletin kesilmişti kara şimşeğim.. Medyada ilk olarak adnan polat'ın brezilya maçında kaka ile yaşadıkların için " bunu galatasaraylı bir oyuncunun yapması utanç verici" minvali açıklamalar duyulmaya başlamıştı.. Biz hiç ihtimal vermiyorduk ama meğerse o maç yapılan cerrahi operasyonun istem dışı son halkasını oluşturmuş..
Sabah uykumun arasında telefonuma gelen bir mesaj ile irkilmiştim.. İlk olarak sabah gelen bu mesajın arkadaşlardan gelen bir mesaj olmadığını, muhakkak bir transfer haberi olduğu fikri uyandı uyku sersemiyken.. Yarı uykulu yarı uyanık vaziyette telefonuma baktım.. Ancak o mesajı görür görmez uyku namına hiçbir şey kalmamıştı.. Mesajda o adamın bir senede kendini bu kadar sevdiren futbolcudan çok öte imkansız maçlarda umudu sembolize eden keita'nın 8 milyon euro karşılığında satıldığı söyleniyordu.. Kalktım, dişlerimi fırçaladım, yüzümü falan yıkadım.. İşe gidene kadar defalarca telefona baktım acaba mesajı yanlış mı okudum diye ama doğru olduğunu galatasaray'ın web sitesine girer girmez anladım.. İnanılır gibi değildi. Galatasaray kulübü para uğruna şu takıma on senede bir gelecek bir adamı satmıştı.. Sonrasında bazı "elit blogçular, yazarlar, sözlükçüler" senin satılma kararının doğru olduğunu yazdılar.. Bir sene sonra 2-3 milyon euroya satmak yerine bu sene 8 milyon euroya satmanın büyük bir iş olduğunu söylediler.. Paragraflarca yorum yazmak istedim ama sustum, en büyük cevabın sezon başladığında verileceğini biliyordum bu yönetimin her hamlesini alkışlayanların...
Bu günlere geldik nihayetinde.. Dün keita'nın satılması büyük bir başarıdır diyen sözümona mantıkçı yönetim şakşakçılarının tribünlerin her defasında "la la la la la abdül kader keita" diye bağırdıklarında neler hissettiklerini çok merak ediyorum... Bu isyan keita sevgisi ile beraber yönetime karşı oluşan nefrettir, bir feverandır.. Nitekim yönetim bizim taklacımızı, şu takımın en iyi oynayan adamını para uğruna elimizden aldı.. Çok sevmiştik be taklacı ! Şu takımda olsan iddia ediyorum dün elenmediğimiz adı sanı duyulmamış takımı elediğimiz gibi sivas'ı da yenmiş olacaktık.. Ama sportif başarıyı dolarların önünde tutanlar seni bizden kopardı, tıpkı dün Elano'yu sakat bahanesi ile ukrayna'ya göndermeyip takımın göz göre göre elenmesine çanak tuttukları gibi.. Seni hiç unutmayacağız kara şimşek.. Emin ol haksız yere seni bizden alanlar seni gözümüzde daha da efsaneleştirdi..Doyamadık sana..
Son olarak ağır konuşacağım ama Keita para uğruna kendi gitmek istedi, bizi sattı diyen bir insanın kafasında taşıdığı şeyin beyin olduğu konusunda şüphe duymaya başlayacağım. Buyrun lütfen bir zahmet başkanımız ne demiş okuyun:
bu sene transferde acele etmiyoruz, geç kaldığımız yönündeki eleştiriler yanlış. futbolcuyu transfer etmeden önce ciddi bir araştırma yapıyoruz. gerekli oyuncuları kadromuza katacağız. hatta bir iki oyuncu bitmiş bile olabilir. keita'nın satılmasına yeni karar vermedik. sezon sonu toplantılarında kararlaştırıldı
0 yorum:
Yorum Gönder