7 Ekim 2009 Çarşamba

Elano Blumer


Henüz eleştirmek için çok çok erken olan futbolcudur elano blumer, tıpkı hollandalı hocası gibi.. hele hele bu adam bu topraklarda futbolun profosörü olarak bilinen "lucescu" nun yere göğe sığdıramadığı, brezilya teknik direktörü dunga'nın kesinlikle vazgeçemediği hatta kaka'nın önünde duran toplarını teslim ettiği adamsa orda futbolculuğunu sorgulamadan önce bir kere daha durmak gerekiyor..

Nedense bizim millet adam topu ayağına alsın, daha ilk maçında hagi gibi alex gibi zımbalasın, kaleciyi de içeri soksun, fantazi yapsın, rövaşata yapsın, amuda kalksın, aşırtsın falan istiyor.. Hadi onu da geçtim en spesifik örneği şu ki "ey dostlar bu adam brezilya milli takımında zaman gelip daniel alves'i kesen adam, hatta dünya derbisi arjantin maçında alves'i kesti". bazı kesimlerce maldonado ile eşdeğer tutuluyor akıl alır gibi değil.. Gerçeği kimlerin eşdeğer tuttuğu da belli..

Hepimizin bir karakteri, hepimizin binbir türlü huyu var.. Evet insanız ama karakterlerimiz farklı.. Kimimiz kendimizi yabancısı olduğumuz bir ortamda rahat hissetmez, söylemek istediklerimi söyleyemez, rahat hareket edemeyiz.. Çünkü bu bizim karakterimizdir ve yabancısı olduğumuz bir ortam ister istemez alışana kadar alışma süresi içersinde bizi gerer.. Belki bu ortamda yapmamamız gereken bir sakarlık, söylemememiz gereken bir söz söyleriz.. Gerginlikten panik heyecan yaparız.. Sonra şöyle bir kendimizi tarttığımızda lan ben bunu nasıl söyledim ? Bu sakarlığı nasıl yaptım diye dövünür, düşünür dururuz.. Belirgin bir örnek daha vereyim daha önce hiç gitmediğiniz bir ülkeye gidip tanımadığınız insanlarla, farklı kültürden, farklı dinlerden arkadaşlarla kaynaşmak zorunda olduğunuzu düşünün.. Kaç kişi rahat ve güvende hissedebilir kendini ?

Olayı yeşil sahalara indirgeyecek olursak yabancısı olduğumuz bir yerde rahat hareket edememiz en azından o ortama alışana kadar rahat olmamamızın bir benzeri bu karaktere sahip bir futbolcu için sakın alışana kadar tam olarak futbolunu, yeteneklerini baskı ve karakter unsurları sebebiyle ortaya koyamamak olmasın ? Bir an için yetenekli ama sosyal ortamlara alışmakta güçlük çeken içimizden bir insanla karakterini sahaya yansıtmakta güçlük çeken forma numarasında 9 yazan futbolcuyu karşılaştıralım bir fark var mı ?

olayı daha da derinleştirirsek zamanla insan kendini bulunduğu ortama, yeni arkadaş çevresine ve yeni ortamına alıştırdıkça daha rahat hareket etmesi en azından karakterini daha rahatlıkla ortamına sunması kaçınılmaz bir gerçektir.. Bu zamanın getirdiği rahatlık payının ismi de hepinizin taktir ettiği üzere alışmadır.. Peki şimdi bu durumu henüz yeni girdiği, farklı bir futbol kültürü ile tanışan 9 numaralı futbolcu ile karşılaştırırsak ? Karakter olarak bir fark var mı ?

Zaman herşeyi gösterecektir, alışma payının ne kadar sürede geleceğini de gösterecektir, uyum ve uyumsuzluğu da gözler önüne sunacaktır.. Ama bunun içinde bu ülkenin futbol kültüründe pek yeri olmayan bir şey gerekiyor o da sabır.. Daha 2-3 sene önce şampiyonlar ligi kupasını havaya kaldıran, guardiola'nın bile kabul ettiği eşsiz sistemi kuran insanları acımasızca eleştirenlerin ülkesinde istenebilecek en son şey herhalde.. dünyanın futbol ülkesi, beynin hünerli ayaklara en iyi şekilde hükmettiği futbolcuların yeri olan brezilya'da ki kafalar maldonado ile karşılaştıranlardan çok daha büyüktür..

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails

Kimsin Sen ?

 
Super Mario Jardel - Template By Blogger Clicks