D-Smart yoksunu olduğumuz ve Ali Sami Yen'e uzak bir yerde ikamet ettiğimiz için maçı izlemek için kıraathane yollarını tuttuk yarım saat önceden.. Gittiğimiz mekandaki büyük salon yarı yarıya ayrılmış durumdaydı.. Bir tarafı fenerbahçe maçı, diğer tarafı da galatasaray maçı için ayrılmıştı.. Ancak enteresan bir durum söz konusuydu ki maçı izlemeye yarım saat önceden gitmeme rağmen gittiğimiz yerin "galatasaray" için ayrılan bölümü tıka basa dolmuştu.. Tek tük oturulacak yerler vardı.. Daha önce de avrupa kupası maçlarını aynı yerde seyrettiğim ve 5 dakika kala bile salonun yarısının dolmadığını bildiğim için bu çok enteresan durumdu.. Demek tribünlerdeki galatasaray'ı izleme arzusu taraftarı ve maçı tribünlerden izleme imkanı olmayanları en yakın d-smartlı televizyona koşturtmuş..
Maçın ilk 20 dakikası estonya takımının 10 kişi hatasız defans oynama anlayışı ile geçti.. Galatasaray ağır siklet boks şampiyonu edası ile orta sahada öyle bir top çevirmeye başladı ki, rakip amatör boksörün gardını açtığı en ufak bir anda knockout edici yumruğu keita indirdi.. Zaten bu dakikadan sonrada film koptu.. O dakikaya, galatasaray'ın rakibi tarttığı ana kadar takım içersinde denizli maçından bu yana devam eden tek tük hatalar sırıtmadı değil.. Elbette bunlar takımın hücum zenginliği ile kıyaslandığında incir çekirdeğini doldurmayacak şeylerdi ama tıpkı denizli maçında golden önce barış'ın yaptığı top kaybına benzer bir kayıbı ayhan 2 defa yaptı.. Belki estonya takımı biraz daha becerikli olsa ve hucumda teknik ayaklara sahip olsalardı ilk dakikalarda canımız sıkılabilirdi ama çok şükür bütün bunlar sadece "ders alınması ve giderilmesi gereken hatalar" olarak kaldı, acı tecrübe olmadı..
Bu taktik anlayışı içersinde hücuma kalkılırken yapılan pas hataları özellikle defansın göbeğinde 2 tane ağır oyuncuya sahip takımı olması gerekenden daha fazla şekilde tehdit ediyor.. Bu bağlamda burda en büyük sorumluluk takımın teknik yoksunu ya da teknik yeterliliği kısıtlı bazı adamlarının üstüne kalıyor.. Sabri, Ayhan, Mustafa Sarp, Barış Özbek gibi.. Özellikle mustafa sarp her geçen gün üstüne birşeyler koyup daha az hatayla oynamaya ve gün geçtikçe topal'ı aratmamaya başladı.. Bülent korkmaz'ın bu takıma en büyük sevabı oldu onun transferi..Maç içersinde minimum düzeyde hata ile oynadı..Ancak aynı şeyleri Ayhan Akman ve Sabri Sarıoğlu için söylemek güç.. Ayhan hala ayağında inanılmaz derecede gereksiz top tutuyor.. Bunu rijkaard mı söylüyor acaba orasını bilmiyorum ama top tutma sevdası talin'in gelişen 2-3 tek tük atağının yaratıcısı oldu.. Hafta sonu rakip talin olmayacak malesef.. Sabri'ye ise söylenecek söz yok.. Artık barım barım bağırıyor bu takımın, lokomotif gibi işleyen takımın bir ferdi olamayacağını.. Umarım kenardaki usta tez zamanda bir şeyler düşünür bunun için.. Zira keita'nın binbir emekle, deli gibi koşarak taşıdığı topları böyle emek hırsızının dağlara taşlara orta yaparak harcaması sabır taşını çatlatır...
Keita, ya işkembeden sallayanlar.. Tek bir futbolunu izlemeyip istatistiklere, gazete küpürlerine bakarak spor yazarı olduğunu zannedenler, "bakın lyon satıyorsa iyi oyuncu değildir, kaç gol atmış ? " diyenler cevabını yavaş yavaş almaya başladı.. Böyle giderlerse de sezon sonunda keita'nın kramponlarını yerler..Muazzam bir oyuncu. Şahsen lyon'da hiç izlemedim ama insan ötesi fiziğini tekniği ile birlikte bu kadar muhteşem kullanan bir adamın eşi benzeri yoktur.. Ayrıca freekick golündeki tekniğe ve falsoya da dikkat çekerim.. Muazzam bir şey..
Taktik öyle bir işliyor ki, arda dursa keita sivriliyor, baros dursa kewell sahne alıyor.. Kimse bir oyuncunun formsuzluğunu skora yansıtıp onu akbabaların önüne atmıyor.. Mazallah bu gün rakip başka bir takım olsa ve diğer oyuncular gol atamasa "baros'a" sallayanların haddi hesabı olmazdı.. Bu arada aydın yılmaz netanya maçının üstüne daha şimdiden yatmaya başladı.. Ya da o oyununun rakibin zayıflığına bağlı olduğu ortaya çıkmaya başladı.. Kalibresi galatasaray'da oynamak için yetersiz.. Rijkaard'ın serdar eylik bu derece iyiyken ilk 18'e bile almamasında ve aydın'a şans vermesinde vardır bir bildiği umarım.. Bu arada kewell için ne söylesek az.. Bu kadar temiz bir son vuruş, yedekliği sorun etmemesi, müthiş bir profosyonellik.. Gitmesin bu adam.. Lütfen sezon sonu bitecek olan şu kontratı için birileri bişeyler yapsın !
21 Ağustos 2009 Cuma
Abdul Kader
16 Ağustos 2009 Pazar
Volkan Yaman
Fatih Terim'in Yunanistan maçında süpriz bir şekilde kadroya alıp İbrahim Üzülmez'in yerine oyuna koyduğu ve tabir yerindeyse canavar gibi top oynadığı günden bu yana kayıp Volkan Yaman.. Belki de sırf o maçın yüzü suyu hürmetine Galatasaray'a transfer edildi.. Galatasaray'da ilk bir kaç maç attığı frikik gollerinden sonra taraftarda inanılmaz bir heyecan oluşturdu, hatta çok iyi hatırlarım gs tv'de bir röportajında soru soran spiker frikiklerini roberto carlos'un frikikleri ile bile kıyasladı.. ama yaptıkları ufak çaplı gazdan öteye gidemedi Hakan Balta geldikten sonra.. Volkan Yaman'ı arıyoruz ama neredeyse 3 senedir sol bekte inanılmaz defansif zaafları ile o günlerden bu günlere "ne yaman çelişki" dedirtmekten başka hiçbirşey yapmıyor ya da yapamıyor.. Hakan Balta sakatlanmasın diye dua ediyoruz.. Nitekim bu gün Alparslan Erdem'den bile daha kötü durumda olduğu apaçık ortada.. Keza Rijkaard'ın dünkü denizlispor maçında oyunun 55. dakikasına doğru onu oyundan alışı alkışlatmak, ya da hakan balta'yı denemek için olmasa gerek ?
12 Ağustos 2009 Çarşamba
Profosyonelliğe İnat Amatör Frank Rijkaard !
El Mundo Deportivo, Rijkaard’ın, Milan ve Chelsea’den aldığı 5 milyon euroluk teklifleri geri çevirerek, paraya değil, futbola aşık olduğunu kanıtladığını da ifade etti.
milliyet'in kolpa haberlerine doğal olarak inanmakta güçlük çektiğimiz için bu da elmundodeportivo'nun sitesinde verdiği haber
Chelsea y Milan y que le paga un sueldo anual de unos 5 millones de euros.
bu da haberin tam linki
http://www.elmundodeportivo.es/gen/20090811/53762001235/noticia/rijkaard-resurge-en-turquia.html
Eğer böylesine olağanüstü kariyere sahip bir adam galatasaray'ın çıkması mümkün olmayan ancak avrupa'nın süper takımlarının ve arapların sunacağı 5 milyon euroluk bir rakamı reddedip, hala kesin olmayan ama kulaktan dolma haberlerle bu tutarın 1-1.5 milyon euro eksiğini kabul ediyor, büyük kulüplerin şanını, şöhretini arapların parasını elinin tersiyle itip buralara kadar şampiyonlar ligi şampiyonu heybeti ile geliyorsa o adamın chelsea ve milan'da gerçekleşmesi mümkün olmayan, ancak buralarda gerçekleştireceği bir şey vardır o da günümüzde para ile eşdeğer görünen profosyonelliğe esir olmayıp başarının körüklediği amatör bir ruh ile Tarih Yazmak ! Büyüksün rijkaard.. Şanı, Şöhreti en önemlisi Parayı seçmeyip, bir şeylere inandığın o yolda ilerlediğin için.. profosyonellere inat amatör olduğun için çok daha büyüksün ! Biz değil 1 milyon euro, 200-300 bin euro ile "profosyonellik" diyerek kulüp satanları gördük.
9 Ağustos 2009 Pazar
Rahat Maç İzlemek Yok - Sabri Sarıoğlu
Bir Sabri klasiği daha.. son dakikadaki gereksiz hareketi olmasa hem kulübedeki rijkaard son dakikalarda defalarca saatine bakıp bu kadar gergin maç izlemeyecek, hem de biz televizyonun başında hollandalı'nın yarattığı takımı zevkle izleyecektik ama malum olmadı..
Gaziantepspor gibi beto, tabatha ve en son julio cesar'ın eklendiği teknik ayaklara sahip bir takım karşısında takım aman aman pozisyonlar vermedi.. Atılan 2 golden biri kişisel yetenek, diğeri ise kişisel beceriksizlikten doğdu.. Gökhan zan ilk maç itibariyle bir çok taraftarın korktuğu sakarlıklarından kısmende olsa uzak, güvenli bir savunma anlayışı içersindeydi. Ancak yine de bu durum kaliteli bir defans oyuncusu transfer edilmesi durumunda taraftarın inanılmaz derecede rahatlamasını engelleyecek bir durum değil.. Aydın Yılmaz'ın Netanya maçında yaptıklarını gördükten sonra bu maça dair de insan umut ışıkları görmek istiyor ama olmuyor.. istikrar adına sekteye uğradığı bir maç oldu bu aydın yılmaz için.. insanın kafasında ister istemez soru işaretleri oluşuyor acaba aydın'ın o muazzam performansı ancak zayıf bir takım karşısında mı gösterebilir diye.. mustafa sarp televizyon karşısında kocaman bir "ohh be" denilen anlarda ekranda görülen isimdi.. Gerek yaptığı kritik müdahaleler, gerekse attığı gol ile en azından sezon başı oluşturulmak istenen "maldonado ayarında topçu" olmadığını göstermiş oldu.. Ayhan ise tıpkı geçen seneki gibi hala luzumsuz ve fuzuli şekilde ayağında çok top tutuyor.. Müsait zamanlarda boş adamlara pas vermek yerine ısrarla top tutuyor..
Geçen seneki arda için adnan polat 10-15 milyon euro fiyat biçiyorsa bu seneki arda için biçilecek fiyat 30 milyon euro'dan aşağa değildir.. İddia ediyorum bu gün arda turan'ın yerinde elano'dan önce transfer gündemine gelmiş "deco" oynasa daha fazlasını veremezdi.. futbol hüvviyeti inanılmaz derecede değişti, 10 numara ve kaptanlığın bu kadar güven aşılaması olağanüstü bir durum.. Nitekim kalli de 2 sezon önce lincoln'ün olmadığı zamanlar arda'yı şimdikine benzer bir rolde oynatırdı ancak o zamanla, bu zaman arasındaki inanılmaz fark ortada.. olağanüstü bir durum.. 2 asist 1 gol.. hepsinden öte duran top yeteneğini inanılmaz şekilde geliştirmesi..
Leo franco golde biraz öndeydi, ancak kalesinde olsa bile benim diyen bir kalecinin kurtarabileceği şut değildi atılan muazzam vuruş.. bunun dışında pozisyonlarda biraz önde olduğu da gözlerden kaçmıyor ve çekilen şutlarda yürekleri ağızlara getirmeye yetiyor.. Nitekim beto'da bunu anlamış olacak ki ilk yarıda ve ikinci yarıda leo franco'nun önde olmasından ötürü açtığı köşeye ısrarla ayak içi şut çekmeye çalıştı.. Açıkçası kale bana bu sene pek güven vermiyor..
Rijkaard'ın goller karşısındaki mutluluğu ise muazzamdı.. 40 yıllık galatasaraylı gibi atılan gollerden sonra sevindi.. yenilen gollere takımımdan ziyade rijkaard için ekstradan üzüldüm.. o mutluluğunu gördükten sonra yenilen golde karalar bağlamış şekilde kameralarda gözükmesi kötü bir tabloydu.. Hala zamana ihtiyacı olduğu görülen keita, hazırlanmak üzere florya'da bekleyen elano var.. Acaba onlar ağırlığını koyunca daha neler olacak göreceğiz..
6 Ağustos 2009 Perşembe
Gözümüz Aydın !
Bir futbolcunun oyun karakteri 1 sene içersinde bu kadar mı değişir inanmak hakikaten güç ! Geçen sezon itibariyle üstüne hiçbirşey koyamayan Aydın Yılmaz maçın yıldızı, prangalar bağlayan nonda kazmalığına rağmen inanılmaz istekli, 1 senedir top oynamayan linderoth ve uğur harikulade, keita ayağına her top gelişinde heyecan veriyor.. Ancak beni en çok şaşırtan aydın yılmaz !
Elbette bu kadar farklı bir sonucun ortaya çıkmasında rakibin vasat oyunununda etkisi var ama benzer vasatlıktaki tobol karşısında oynayan galatasaray ile bu günkü galatasaray arasındaki fark akılalmaz derecede fazla.. O zamanlar "futbolcu değil, hazır olsalar ne yazar" dediğimiz adamlar bu gün bize nazire yapıyorlar..
Aydın Yılmaz ilk netanya maçında ciddi şekilde silkelenmişti ama özellikle bu maçtaki olağanüstü patlaması kimsenin beklediği bir şey değildi.. keita'nın golünde koşu yoluna attığı akılalmaz pas aydın yılmaz'ın zirve yaptığı ve kendisine söylediğimiz sözleri bize yedirdiği andı.. nasıl ölçtün ? Nasıl biçtin be arkadaşım ? Herhalde 1 metre öteden keita'nın ayağına rasgele biri eli ile topu atsa bu kadar ayağına oturturdu.. Aydın bunu 20-25 metreden yaptı.. Yeteneksiz dediğimiz adam abdullah avcı'nın "üstünde durulursa arda'dan bile daha potansiyelli" lafının doğruluğunu olumlu anlamda sorgulatmaya başladı.. Eğer bu maçtaki performansını lige yansıtır, yani bu formunun rakibin zayıflığından dolayı ivme kazanmadığını aslında bu yeteneğe sahip olduğunu ispat ederse isme bakmayan ve hak eden kişiye formayı vereceğini her fırsatta söyleyen rijkaard'a da iyiden iyiye ilk 11 için göz kırpmaya başlayacak önünde kewell, keita gibi alternatifleri olmasına rağmen.. Bu günkü oyununa hayran kalmamak mümkün değildi.. 3 asist yaptığı yetmezmiş gibi nonda daha becerikli olsa 5 asist yapacaktı nerdeyse..
Nonda hala üstünde hafiften kazmalık olmasına rağmen oynama isteği geçen seneki nonda ile mukayese edilemiyecek boyuttaydı.. Müthiş bir arzuyla oynadı nitekim şu anki becerileri 3 gol atmaya yetti.. Arda ise iyiden iyiye ronaldinho olmuş.. Eğer bu sene çalımlarını bu kadar kendinden emin şekilde atıyor, kendine bu kadar güveniyorsa 10 numara ve kaptanlığı kendisine layık gören yönetimle beraber rijkaard'ın büyük katkısı var.. Geçen sene kanatlarda oynarken de aynı arda vardı ama yönetim ve teknik ekibin yaptığı katkılar arda'ya inanılmaz bir özgüven kazandırmış.. Resmen mest ediyor bu adamı izlemek.. top ayağındayken ne yapacağını kestirememek acaip bir keyif veriyor insana.. Birde acaba bu kadar güzel duran top kullanırken, artık bu işin kimyasını çözmüşken kornerlerin başına elano'nun geçmesi acaba doğru olacak mı ?
Takımın vites arttırdığı bir gerçek ama herşeye rağmen bu maçın tıpkı fenerbahçe'nin boluspor'u 5-0 yendiği hazırlık maçı gibi ölçü olmadığı da bir gerçek.. O maçtan sonrada boyalı basındaki bazı kalemler fütursuzca fenerbahçe'nin ligi domine edeceğini, açık ara şampiyonluğa koşacağını söylemişti.. Takımı ciddi bir rakiple oynadıktan sonra değerlendirmek daha mantıklı.. Eğer ciddi bir rakip karşısında da aydın bu oyununu oynar, nonda bu arzusunu sürdürürse işte o zaman birşeylerin "gerçekten" yerine oturduğunu söylemek şimdikinden çok daha doğru olur.. Bu sonuç ister istemez insanı gaza getiriyor, hatta o kadar gaza getiriyor ki bir ara kahvede maçı izlerken "lan elano bu takımda kimin yerine oynayacak?" dedim içimden.. tek bir gerçek var galatasaray'ın çarkları "usta" nın hünerli teknik zekasında işlemeye başladı.. En azından birbiri ile eşdeğer iki zayıf rakip karşısında oynanan futbolun bir anda 180 derece değişmesi bu görüşü ilk etapta rahatlıkla teyit ediyor.. Şimdi sıra zor koşullarda "usta" nın teknik zekasının çarkları nasıl çevirdiğini görmekte !
Git Artık Başımızdan !
Ahmet Bulut denilen arkadaşın sporx'e verdiği röportajdan ufak bir kesit:
Arda, Avrupa'ya gitmek istiyor mu?
"Öncelikle herkes şunu bilmeli, Arda Turan'ın kulübüyle mukavelesi devam ediyor. Tabii ki her futbolcu Avrupa'da futbol oynamak ister. Yalnız Arda'nın ve benim istememle bu iş olmaz, kulübün de istemesi lazım. Benim burada görevim Arda'yı mutlu ettirmek."
-Arda için size danışan Avrupa'dan kulüpler oldu mu?
"Evet oldu. Olmasa zaten üzücü olur. Ama bunları söyleyemem."
-Adnan Polat; 'Arda'nın kariyer planını yaptım' demişti. Bununla ilgili olarak konuştunuz mu?
"Tabii ki konuştuk. Benim başkanla konuştuğumuz, başkanla bizim aramızdadır. Adnan Polat'ın, Arda ile ilgili planı hazır, bunu ben biliyorum, Arda biliyor ve başkan biliyor. Bu bilenler de yeter. Başkan, Arda'yı seviyor ve onu da kaptan yaparak onure etti."
Bu arkadaş galatasaray'dan vakti zamanında ekmek yemesine rağmen daha sonra müthiş yeteneklerinden(!) ötürü zeytinburnuspora gönderilişini galatasaray'a mal edip seneler sonra "ben size gösteririm" hırsı ile kulübe en çok zarar veren kişi malumunuz.. Bu hırsında başarısız olduğunu söylemek yalan olur.. uefa kupası apoletli oyunculardan milyon dolarlar kazanacak durumdayken bu arkadaşın futbolcuları ayartması sayesinde 5 kuruş kazanamadık.. Daha sonrasında da nal topladığımız oyunculardan birini fener'e, birini beşiktaş'a aldırttı.Yaşanılanlar, galatasaray'a yaptığı tahribatlar bu şekilde ortadayken şimdi de en değerlimiz, canımız ciğerimiz arda turan'ın başında dolanıyor.. Bir de sanki alay eder gibi "biz adnan polat ile ortak hareket ediyoruz" diyor, kendince galatasaraylı taraftarın gönlüne su serpiyor.. Herşeyi biliyoruz biz. Hiç inandırıcı değil bu sevimlilik gösterileri ! Arda'nın galatasaraylılığından elbette bir şüphemiz yok ama bu tarz futbolcunun aklını çelme ihtimali yüksek olan adamların "ardamızın" peşinde olması üzüntü verici ondan da öte kaygılandırıcı.. Geçmişte tanju'nun fenerbahçe'ye gidişindeki en büyük etkenin paranın dışında fenerbahçeli rıdvan dilmen olduğunu da açıkça biliyoruz.. genelde futbolcuların kararsız olduğu durumlarda oyuncuyu 3. kişilerin görüşleri önemli derecede etkiliyor.
Aziz Yıldırım'ın adnan polat'a star tv'de yayınlanan uğur dündarlı "naklen yayın ihalesi şov programında" sarfettiği "arda avrupaya gidince onu nasıl koruyacaksınız bakalım ?" biçimindeki sözünde bile emre'yi kedisine "fenerbahçeli" olarak emanet eden bu menejer arkadaşın varlığının parmağı var.. Kendisi fenerbahçe'ye hizmet eden, bir yandan da galatasaray'ı içten içe hançerleyen bir nefer gibi görevini çok iyi yapıyor..Menejerlik adına yaptığı faaliyettlerde galatasaray dışındaki kulüplere çalıştı. icraatlerinde galatasaray kazançlı çıkmadığı gibi milyonlarca doları buharlaştı..Bütün bunlar taze iken şimdi de bu yapmacık açıklamalar ? Arda'nın niçin bu menejeri transferinde tam yetkili olarak atadığını da hala anlamıyorum.. söylediği "benim işim futbolcuyu mutlu etmek" lafı altında nelerin yattığını geçmişe bakarak göremiyor musun be arda kardeşim ? Arda'nın galatasaraylılığına inanan herkes bu menejerinde diş mihraklara görevini ne kadar iyi profosyonelce yaptığını biliyor.. Acaba ilerde arda'nın galatasaraylılığı ile bu arkadaşın futbolcuyu mutlu etme düşüncesi karşı karşıya gelirse üzülür müyüz ? Arda'nın galatasaraylılığına ne kadar inansakta bu arkadaşın transfer konusunda yetkili olması o kadar da düşündürüyor..
Gs Mobile
Dün itibariyle yeni gsm operatörümle daha doğrusu yeni tarifemle tanıştım.. Avea hatta sahip olduğum için bu değişiklikten ötürü herhangibir bekleme yaşamadan anında mevcut tarifem eski sim kartın iptal olması ile beraber yeni sim kartla beraber açıldı..Şahsen hatta geçtikten sonra ailemdeki diğer 3 kişiyi de anında gs mobile'a başka operatörlerde olmasına rağmen transfer ettim..
İlk etapta avea hat kullanıyorsanız herhangibir avea bayisinden 8 tl karşılığında yeni sim kartınızla beraber gs mobile'ınıza anında sahip oluyorsunuz içindeki 20 kontörle beraber. Herhangibir bekleme yaşamıyorsunuz. Ancak şöyle bir durum var ki eski simkart üzerindeki hattınız kapanacağı, yeni bir sim kart kullanacağınız için bu hattaki kontörler iptal oluyor.. O sebepten gs mobile'a geçmeden önce yüklü miktarda kontörünüz varsa muhakkak kontörlerin tüketilmesini tavsiye ederim..
Eğer başka bir operatördeyseniz eski hattınız iptal olana kadar en fazla 1 hafta bekliyorsunuz. Bu süreç içersinde eski hattınızın iptal olduğu mesajı gelir gelmez gs mobile hattınızı takıp konuşmaya başlıyorsunuz.. Yani diğer operatörlerde bürokratik işlemlerden ötürü bekleme söz konusu.. Ancak orda da bir güzellik var ki diğer operatörlerden gelenlere hoşgeldin mahiyetinde 8 tl'lik ücret alınmıyor..
Bunun dışında aralık ayına kadar galatasaray ile ilgili son dakika haberlerinin kısa mesajla iletildiği haber paketinin bedava olması, avea'nın 39 kontör karşılığında sunduğu 500 ve 5000 sms paketlerinin olması, hattın normal avea hattan ayrılmayacak önemli özellikleri.. ayrıca henüz tecrübe etmediğim ve sitede açıklanan bir çok avantajları da mevcut..
Kısaca sabit ücret gibi tarifelerde olmayan, kulübüne destek olmak isteyen herkesin hemen her transferde bu kadar reklamı yapılan ve kulübün çok önemli beklentisinin olduğu alenen belli olan bu hatta sahip olması gerek.. Elano, Keita, Kewell'lar muhakkak bu gelirler ve anlaşmalar göz önüne alınarak transfer ediliyor.. Bu zengin sofrada her galatasaraylının ufakta olsa bir tuzu olmalı, yönetimde zaten yaptığı tanıtımlarda açıkça bunu istiyor bizden.. Taraftarlar muhakkak bu tarifeye geçmeli, çevresindeki her galatasaraylıyı da bu desteğe yönlendirmeli nice mutlu haberlerin, transferlerin kesilmemesi için.. Ayrıntılı bilgi aşağıdaki linktedir
http://www.gsmobile.com.tr/
5 Ağustos 2009 Çarşamba
Kewell'ın Sözleşmesi ?
Sözleşmesi biten futbolculardan en çok çeken kulüp galatasaraydır. Özellikle "ribery" faciasından sonra bu sözleşme vukuatları bosman kuralı ile birleşince iyiden iyiye korkutur oldu bizleri.. Dünyanın parasını kazanacağımız futbolculardan malesef nal topladık..
Gelecek sene takımın şu anda en iyi, istikrarlı, en golcü kanat oyuncusu avustralya'nın kontratı bitiyor, kıssadan hisse serbest kalıyor.. Ayrıca dönek, kaypak bir menejerinin olması da cabası.. Nitekim transferin geçen sene resmi sitede açıklanmasından sonra bile kewell'ın menejeri olacak şahıs "eurosport" başta olmak üzere çeşitli yabancı spor portallarına transferin kesin olmadığını, kewell'ın roma'ya da gidebileceğini söylemişti.. Ayrıca kewell'ın kendi ülke basınına verdiği röportajlarda "evet galatasaray'da çok mutluyum ama kariyerimin sonuna kadar türkiye'de kalmayacağım elbette" minvalindeki açıklamaları da ortada.. Kewell aslantepe'de ki 11 aslanın içinde muhakkak olması gereken bir adam.. Bu bağlamda dış transferde hayranı olduğumuz haldun üstünel ve transfer komitesi bu sezon "iç transfer" ile ilgili en büyük sınavını kewell'da verecek.. Avustralyalı'nın olmadığı bir sezonun hayalini bile kurmak kötü.. 2 senelik kontrat ümit ederiz kewell'ın avustralya basınına verdiği demeçleri doğrulatmaz..