26 Temmuz 2010 Pazartesi

Rijkaard'tan Lucescu Yaratmak İsteyen Yönetim


Lincoln ile Leverkusen maçında soyunma odasında yaşanan, ancak Fenerbahçe başkanından beklenebilecek bir hareket ile yaptığı ve o zaman zorbalık olarak nitelendirdiği davranıştan sonra Haldun Üstünel kendisi hakkındaki fikirlerimi bir anda alaşağa etmişti ;ama bu gün bir kez daha anlıyoruz ki Fenerbahçe'ye Ortegaları, Anelkaları getiren Hakan Bilal Kutlualp neyse galatasaray'a Elanoları, Kewelları, Keitaları, Dos Santosları getiren Haldun Üstünel'de bizim için oymuş meğerse. Keşke şimdi de birilerine kafa göz dalsaydı da şu yönetimde kalsaydı diyorsam, o gün yaptığını zorbalık bu gün ise "yeterki kalsaydı" kılıfına sokuyorsam durumun vahameti ve Galatasaray için ifade ettiği değeri varın hesap edin.
Dos santos'un transferini çok iyi hatırlıyorum. Santos'a düzenlenen, kendisinin bile hayalet görmüşçesine nereye indiğini şaşırdığı, şahşahalı karşılamadan sonra Ntv hava alanında o şahşalı karşılamadan kurtulmayı başaran Haldun Üstünel ile ufak bir röportaj yapmıştı. Üstünel'de her zamanki mütevaziliği ile "transfer bir ekip işidir, lütfen bu transferleri bir tek bana mal etmeyin." gibi laflar etmişti. bundan önceki transferlerde de basına yaptığı açıklamalarda hep bu sözlerini tekrarlar dururdu üstünel. Peki, filmi ileri saralım. Onun mantığı ile gidelim, transferleri haldun üstünel'e mal etmeyelim ve bu çerçevede transferlere haldun üstünel'in gidişinden sonra gelenlere ve bu gelenlerin galatasaray'ın marka değerine olan katkılarına bir kere daha bakalım:

2010-2011 sezonu itibari ile Adnan Sezgin'in Haldun Üstünel'in deyimi ile ekip işi olan transferlerde etkin rol üstlendiği dönemde gündeme gelen ve alınan oyuncular: lorik cana, vince grella, juan pablo pino, çağlar birinci, serdar özkan, mehmet batdal, kim kallström vs..

Haldun Üstünel'in transferde aktif rol üstlenirken gündeme gelen ve takıma kazandırılan oyuncular, yani 2009-2010 sezonu: keita, elano, milan baros, leo franco, jo alves, giovanni dos santos, ( bu dönemde yurt içindeki transferler ile adnan sezgin'in ilgilendiği biliniyordu)

Daha önceki sezonlarda transfer edilen carruscaları, inamotoları; lincolnleri, kewelları bu listeye dahil bile etmiyorum. Eğer elinizde vasat futbolculardan bir şeyler oluşturacak bir teknik kadro varsa değil inamotoları, isterseniz San Marinolu bir futbolcu alın o takımda sırıtmaz. bu mesele değil.Burada söz konusu olan elindeki teknik direktörünü dahi doğru düzgün tanımadan onun oyun sistemine randıman sağlaması şüpheli olan futbolcuları almaktır. Rijkaard geçen sene başarısız olmuş olabilir bunun çeşitli sebepleri de olabilir. Sakatlıklar, rijkaard'ın ilk sezonu olması, yabancı futbolcuların ilk sezonda uyum sıkıntısı çekmesi bunda bir etkendir. Ama o kaliteli kadroyu bozup " o kadar para veriyoruz olmadı madem öyle biz de değişiriz rijkaard'ta bize uyar" diyip kalburüstü futbolcular ile ilgilenmek ne kadar mantıklıdır ? Rijkaard'ın elinde mevkiisinde tam olarak istediklerini gerçekleştiremeyen oyuncular ile neler yapabileceği tam bir soru işaretidir. Ama elinde kaliteli futbolcular varken yapabildikleri Barcelona örenğinde ortadayken geçen seneki kadro ne akla hizmet bozulur ? Barcelona'yı uç bir örnek olarak söylemiyorum zira Galatasaray'ın geçen seneki oyuncu kadrosu öyle ya da böyle iyi bir teknik direktör ile bu ligte birkaç takviye yapılarak "güzel futbol" anlayışına uygun futbol oynayan bir takım olabilirdi. Ama bir seneyi, istikrar adına kasadan çıkacak paraları hesap edip onu bunu satmak ve küçülmek rijkaard'ın oluşturmak istediği güzel futbol anlayışına uygun mudur ? Küçük futbolcular ile büyük başarılar elde etme stratejisi kulüp tarihi boyunca sadece 30-40 yılda bir bu takımın başına gelebilecek lucescu gibi mucizevi bir adamın hünerinde başarıya ulaşmıştır. Nitekim bunu gerek beşiktaş'ta, gerekse galatasaray'da gerçekleştirmiş, istediği transferler limitsizce yapılınca ise shaktarı uefa şampiyonu yapmıştır. Şimdi ise biz "total futbol, göze hoş gelen oyun felsefesi" ekolünden gelen Rijkaard ile lucescuculuk oynuyoruz. yönetim rijkaard'tan kendi felsefesinden vazgeçip, kalbur üstü futbolcular ile bir şeyler yapmasını istiyor. bir nevi "değişim" açılmı gibi komedi açılımlar yaparak olayı şirin göstermeye çalışıyor. Rijkaard'tan değişimi beklemek ve kendisinin bile sonunu tam olarak kestiremeyeceği yeni bir oyun felsefesi oluşturmasını istemek kumar değil de nedir ? Güzel futbol isteyen taraftarı nasıl tatmin edebilir bu sene Rijkaard'tan isteneler? teknik direktörü yıllarca başarıya ulaşacağı felsefesinden vazgeçirip mecburiyetler neticesinde kumara yöneltmek takıma ne kazandırır ? Rijkaard bu sene galatasaray'da oynatmak isteyeceği futbol felsefesini daha önce çalıştırdığı takımlarda uygulama imkanı bulup başarıya ulaşabilmiş midir ? Herkes biliyor ki bu teknik ekip bu topraklara herkesin hayalini kurduğu, Barcelona modeli göze hoş gelen futbolu Galatasaray'a uygulatması için getirildi. Peki onun elinden bu felsefeye uygun olan Elano'yu, Kewell'ı, Santos'u alıp 2-3 milyon dolara alınan futbolcular ile bu boşlukları doldurmaya çalışmak Rijkaard'tan mucizeyi istemek değildir de nedir ? Şunu diyorum ben güzel futbol hepimiz biliyoruz ki kaliteli futbolcular ile oynanır. Kaliteli futbolcular takımdan bu sene itibari ile bir bir koparılırken yerine rahmetli Özhan Canaydın döneminde gündeme gelen futbolculara benzer isimlerin getirileceği gündemi meşgul ediyor. Grella, Polak vs..Madem böyle bir küçülme hamlesi söz konusuysa güzel futbol için getirdiğiniz sonra da bir bir aslarını aldığınız Rijkaard macerasına gireceğinize yollasaydınız Rijkaard'ı bu sene fas'a giden Gerets'i getirseydiniz. Hem bu hayalperestlikte olmazdı ama Rijkaard'tan Lucescu olmasını beklemek kesinlikle çok büyük bir hayalperestlik ve yönetim aciziyeti. Nitekim bu sene gündeme gelen oyuncular net bir şekilde bunu işaret ediyor.
Kısaca bu sezon yönetim ateş ile oynuyor. Zarın nasıl geleceği belli değil. Keita ile yapılamayanın Serdar Özkan ile yapılacağını beklemek, Pino'nun sıçrama yapacağını ummak malesef büyük beklentiler. evet gerçekleşme ihtimali elbette var ama geçen seneki formlardan bir yorum yaparsak yapacağımız tek değerlendirme beklenti oluyor Güzel futbol ekolünden gelen bu adama listesinde olmayan, kalbur üstü oyuncuları sunarak başarıya ulaştırmaya çalışmak, bildiği oyun felsefesinden vazgeçirmek çok büyük bir macera. Rijkaard'a geçen seneki kadro bozulmadan bir sene daha verilemli, en azından anlayışına daha uygun olan o kadro mutlaka korunmalıydı. Tarumar edilecekse de o teknik kadro en azından bundan sonraki sezon dağıtılmalı ve küçülme stratejisi madem öyle o zaman teknik ekiple beraber uygulanmalıydı. Şimdi ise yepyeni bir macera bekliyor hollandalıları. Ucuz etin yahnisinden krallara layık bir sofra oluşturmak. Sözü tekrar haldun üstünel'e getirirsek kendisi bir teknik direktörün orta bütçeli bir takımda çalışmak isteyeceği transfer becerisine sahip yegane yöneticilerden biriydi. nitekim o gittikten sonra gündeme gelen oyuncular ve oluşan transfer stratejiisi gözler önünde. Rijkaard'ı çok taraftar olarak çok seviyorum. Ama yönetimin bu saçma sapan transfer politikasının gerek Galatasaray'a, gerekse teknik ekibe zarar vermesinden imtina ediyorum.

0 yorum:

Related Posts with Thumbnails

Kimsin Sen ?

 
Super Mario Jardel - Template By Blogger Clicks