28 Mart 2010 Pazar

İlk Haftalardan Bu Yana Ne Değişti ?

Diyecek birşey yok.. Kadıköy'de küfür mazereti ile kaybedilen maçın sami yen'de de kaybedilmesinin hiçbir izahı yok.. Bu yenilgiden rijkaard'ı zerre kadar suçlu tutmuyorum herşeyden önce bir galatasaraylı olarak böyle düşünmek zorundayım ve şunu biliyorum ki bu gün kendi içimizde rijkaard'ı tartışmamız sezon başında " kadıköy'de görüşürüz frank" diyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbirşey sağlamaz.. Bizimki sadece kendi doğrularımıza göre yaptığımız yorumlardır.. Vakti zamanında messilerle ronaldinholarla çalışmış bu adamdan futbolu ve taktiği daha iyi anlayacak konumda değiliz..

Ama diyorum ki hani şu oyundan jo çıkmamalıydı gibi be ! Oyuna girdikten sonra itirazdan başka hiçbirşey yapmayan ve maç eksiği ayan beyan belli olan baros bu maçı koparacak adam olmaktan çok uzaktı.. Evet jo'da kötüydü ama herşeye rağmen rakip defansın en istemiyeceği özelliklere ( iyi fizi, teknik ayaklar, hava hakimiyeti) sahip olan jo'nun yerine baros tercihi herhalde bilica'yı baya rahatlatmıştır.. Şöyle birşey var top jo'nun ayağındayken kaleye 30-35 metrelik bir mesafe olsa dahi ne yapacağını kestiremezsiniz.. Çünkü hem çalım atacak tekniğe sahiptir, hem şut çekecek becerisi vardır hemde iyi pas atacak yeteneklere sahiptir.. Peki baros ? Şu hali ile birşeyler üretmekten çok uzak ki tahminim bu sezon baros için artık toparlanması zor bir sezon olacak.. Beklentiler bundan sonraki sezona..

Aslında bu maça dair konuşmak istemiyorum.. Öyle oldu böyle bitti demekten öte takımı şu haftada fenerbahçe maçında bu kadar üstün bir kadro kurulmasına karşın varlık göstermeye mani olan etkenler üzerinde durmak gerek.. ilk 7-8 haftada da bu takımın başında rijkaard, sağ kanadında keita, solunda arda, ortasında elano vardı.. Neler değişti acaba ? takım içersinde neler oldu ? Mesela biz sezon başı hagi'den bu yana ilk defa bu denli duran toptan gol atma becersini yakalamıştık.. Ne oldu da şu takımın duran top gücü bıçak gibi kesildi ? Hepsinden öte bu takım neden bu kadar düştü ? Bazı oyuncular üzerinde durmak gerek.. Taktik sistem işi değil bu.. Şu takıma kimi getirirsen getir teknik direktör'ün taktiklerini direktiflerini bileklerine hükmettiremeyen bir adamın varsa orda herşey sekteye uğrar..Rijkaard kafasında birşeyler oluşturdu elbet ama acaba bu dişliler şu takımda oynamayı zerre kadar hakketmeyen bazı oyuncular ve herşeyden öte artık kendini iyice hissettirmeye başlayan "derin" galatasaray ile dönebilir miydi ? Derin galatasaray ve şu takımda oynamayı hakketmeyen bazı adamlar üzerinde durmak gerek

1- Mehmet Topal : kesinlikle 3. sınıf bir topçu şu takımın adamı olmamakla beraber rijkaard'ın artık çaresizlikten, vasatın iyisi kontenjanından oynattığı bir adam.. alternatifleri barış, ayhan, sarp olunca mecbur kalıyor adam.. Bu maçta nasıl oynadığı beni ilgilendirmiyor koca bir sezon boyunca şu takıma orta sahada çektirdikleri bu maçın hayat memak meselesi olarak büyük bir baskı ile oynanmasına yol açtı.. Neyleyim ben o fiziğe rağmen kafa topu almaktan aciz, futbol zekası son derece kısıtlı olan orta sahayı.. Eğer yönetm akıllı bir hamle yapmak istiyorsa şu adamı sezon sonu hazır hala değeri varken bir şekilde iyi paraya elden çıkarmalı ve gönderilen leo'nun kontenjanından ernst ayarında kaliteli bir orta saha almalıdır..

2- Mustafa Sarp: bu arkadaşı ruhsuz sınıfına almıyorum ama galatasaray sevgisi dışında futbol olarak sahaya koyduğu hiçbirşey yok.. Topal gibi kısıtlı futbol zekası ancan ona istinaden tek üstünlüğü arada sırada süpriz goller atması.. Bütün bunlar şu takımda hemde fenerbahçe'ye karşı orta sahada oynamasına yeter mi ?

3- Barış Özbek: kalli olmasa alman ümit milli takımında dahi oynayamazdı.. Kafası kesik tavuk gibi dolaşıp saçmalamaktan başka yaptığı birşey yok.. Şu takımda oynayacak yeteneklere haiz değil

4- Ayhan Akman: Sonu ümit karan'ın sonuna benzeyecek belkide.. Artık teşekkür edilip derhal gönderilmesi gerekir.. Sadece futbol adına değil.. Ayhan'ın abi kontenjanı ile orda durması beni takım içersindeki çekişmeler ve gizli yapılanmalar hususunda kıllandırıyor..

5- Caner Erkin: Yabancı futbolculara karşı ciddi bir garezi var bu arkadaşın.. Zaman zaman keita, zaman zaman gio.. Mütemadiyen az pas atıyor ve ısrarla oyunu "sevdiği" arkadaşlarının üzerine kuruyor.. Ümit milli takımından arkadaşı arda ile müthiş uyum içersinde.. Hatta arda'nın oynadığı maçlarda duran top kullanma konusunda ciddi anlamda yeteneksiz olmasına karşın sabri sarıoğlu ortaları ile takımın duran toplarını gaspediyor.. Bir tarafta meksika milli takımında korner kullanan adam, diğer tarafta kaka'ların, dani alves'lerin olduğu ulusal takımda duran topun başına geçen adam varken galatasaray'da bu işi caner yürütüyor..

6- Arda Turan: Ruhsuzluk değil elbette.. Bu büyük saygısızlık olur zaten..Hepimizden daha galatasaraylıdır lafımız yok.. Söz konusu olan bu gün sakat sakat çıktığı maçta değil ama acaba arda turan'ın takım içersinde çekişmelere, ikiliklere sebebiyet verdiğinin farkında mısınız ? Peki arda turan ile caner erkin arasındaki kusursuz uyumdan ? Arda turan ile gio, elano arasındaki kusursuz uyumsuzluktan.. Caner'in istanbul'da oynanan antalyaspor maçında başlayan yabancı oyunculara minimal düzeyde pas atıp ısrarla bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaptığı top şişirmelerinden ? Arda'nın olduğu maçlarda her korneri ön direğe savurmaktan başka hiçbir iş yapmayan caner erkin'in duran topların başına geçmesinden.. Israrla ve inatla arda'nın gio'ya garez bellemesinden.. Kimse aksini anlatmasın bana arda turan'ın takım içersinde sevmediği ve buna bağlı olarak oluşturduğu çetenin ısrarla pas atmadığı ya da markaj altındayken pas attığı aleni bir gerçek.. Ümit milli arkadaşı caner'in de öyle.. Kayseri maçında üstünü başını yırtmak üzereyken caner'in pas atmadığı keita, ısrarla elini havalara kaldırıp pas isteyen dos santos'a boşta olurken pas atılmayıp markajdayken pas atılması.... Uzar gider bu iş.. Dediğim gibi galatasaraylılığına lafım yok ama özellikle kaptan olduktan sonra bu "arda etkisi" takıma bir kurşun gibi çökmüştür.. Ve oluşturduğu çete'de kendi kafasına göre top oynamaktadır sisteme ihanet etmektedir.. Bence bunu bizim kadar hakan şükür, hasan şaş, ümit karan gibi oyuncular ile yolları ayıran adnan polat'ta az çok görüyordur..Arda takıma bir kurşun gibi çökmüştür ve bu bağlamda artık çok güçlü olduğu için bu zinciri kırmak onu iyi bir paraya avrupa'ya göndermeden çok zordur.. Evet bireysel olarak çok katkısı vardır ama bu huyları takıma büyük hemde çok büyük zararlar vermektedir..

Leo ve servet'e gelmiyorum bile..Galatasaray'ın özellikle gelecek sezon orta saha yapılanmasına ve bana göre takımdaki en büyük sorun olan "çeteleşmeye" ciddi önlemler alması lazım.. Yoksa bu iç çekişmeler galatasaray'a herşeyden çok daha büyük zararlar verir.. Hee bu arada bu gün dos santos bildiğim meksika milli takımında kornerleri kullanmasına karşın galatasaray'da caner'den fırsat bulup ilk kez korner kullanabildi.. enteresan..

2 yorum:

M.T dedi ki...

sözlerinin her bir kelimesine katılmakla beraber, önümüzdeki sezon yapılacak sağlam temizlik sinyalinin verilmesini can'ı gönülden arz ediyorum F5'lenen yönetimimizden. bu takıma sağ bek ve sol bek şart. sabri ve caner'le olmaz bu iş. ortasahada revizyona gidilmesi de şart.

Ozan dedi ki...

abi bilmiyorum ardaya kıyamam ya gerçekten böyle birşey olurmu bilmiyorum ama ya arda gider yada bu ardanın çetesinin adamları temizlenir ZATEN BU KAFA NERDEN GELDİYSE YABANCI FUTBOLCUYA TERS DAVRANMAK TÜRKÜN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ NEDİR MİSSAFİRPERVERLİK yani sırf lincoln disiplinsizlik yaptı diye diğer yabancıların bunun ceremesini çekmemesi lazım bence kız ardayı bozdu biraz ağır olucak ama galatasaray aşkıyla sinemin aşkını birbirine karıştırdı...

neyse biraz saçmaladım galiba ama su liberoların hepsinden kurtulmak lazım ayrıca caner neden bu akdar bencil

bu yabancıyı dışlama kafası nerden geldiysede lanet olsun

Related Posts with Thumbnails

Kimsin Sen ?

 
Super Mario Jardel - Template By Blogger Clicks